İmkanı yok, bitmez... Her yıl aynı dedikodu ortaya atılır: "Dağılıyorlar..." Sonra bir şarkı yaparlar, 'dağılan' biz oluruz!..
Günlerdir içimden başka şarkı dinlemek gelmiyor. Mazhar Alanson yine o üşengeç ama kılcal damarlarıma kadar işleyen sesiyle söylüyor: "Ne güzel şeysin sen, hep yaşın 19, gel yanıma sar beni, bugün var yarın yokuz..."
Müzik şahane... Bir yanı buram buram eski MFÖ kokuyor, diğer yanıyla değişen müzikal çağı tam ense kökünden yakalıyor. Sözler vurucu...
"Amanın, bizim Mazhar Ağabey de mi azgın teke hastalığına yakalandı?" demeye kalmadan, sözlerin arasına sıkışmış 'hep' sözcüğü imdada yetişiyor: "Ne güzel şeysin sen, HEP yaşın 19..." Ve ortaya yine yıllarca kulaklarımızın kepçesine asılı kalacak bir 'yeni klasik' çıkıyor. Zaten MFÖ'yü efsane yapan da aslına sadık kalarak kendini restore etmesi, dönüşmeden değişmesi değil mi?
Benim gençliğimin en güzel yıllarına MFÖ şarkıları eşlik etti. Ve onları dinledikçe yaşım hep 19...