Salı akşamı neredeyse tüm haber bültenlerinde aynı görüntüler vardı. Ankara Emniyet Müdürlüğü, kentte görev yapan güven timlerinin nasıl çalıştığını göstermek için bir tatbikat düzenlemiş.
Sivil polisler; simitçi, seyyar satıcı ya da heavy metal'ci genç kılığında sokakta dolaşıyorlar. (Bu arada simitçi-polisin elinde hijyen oluşturmak için lastik eldiven var ama müşteriye para üstü vermek için eldivenli elini cebine sokup bozuk paraları o eliyle tutuyor.)
O sırada mizansen gereği bir kapkaççı, önünde yürüyen kadının çantasını alıp kaçıyor. Aynı anda sokakta görev yapan güven timi mensubu üç sivil polis, adamın üzerine atlayıp onu tutukluyorlar.
İyi hoş da, şimdi bu sivil ekipler milyonlara deşifre olmadı mı? Bu nasıl tatbikat? Bu nasıl yayıncılık sorumluluğu? Diyelim ki Emniyet Müdürlüğü durumun vahametini kavrayamadı, haberi yayına hazırlayanlar da mı uyuyor?
Aslında bu konudaki sorun çok daha büyük. Neredeyse her haber bülteninde sivil polislerin, özel timlerin yüzleri açık açık gösteriliyor. Tutukluları cezaevine getiren sivil polisler, baskın yapan timler ya da olay yerinde inceleme yapan polislerin yüzleri kapatılmıyor.
Onu da geçtim, terör olaylarının ardından mikrofon tutulan görgü tanıkları eşkal verirken bile yüzleri mozaiklenmiyor. Bence bunların buzlanması, sigara izmaritlerinin buzlanmasından çok daha hayati...