Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Aşk sikkelerini parlatmak

HİKAYEYİ biliyoruz, hatta ezberledik ama insan yine de izlemeden duramıyor. Çünkü Cengiz Aytmatov aşkı öyle güzel betimlemiş ki 'Al Yazmalım'ın modası asla geçmiyor. Asıl içimi burkan ise, gerçek aşkı hatırlamak, hatırlatmak için yeni bir şeyler üretmek yerine eskileri ters yüz etmek zorunda kalışımız.
Son şiir kitabımın ismini 'Aşk Tedavülden Kalkmadan' koymuştum. Yenisini yazarsam adı 'Aşk Sikkeleri' olacak.
Aşk o kadar tarih oldu yani...
Senarist Mahinur Ergun bilindik hikayeyi çok iyi güncellemiş. Genç oyuncuların ilk bölüm performansı öncesinde kaygılıydım. Öyle ya, hafızamızda Türkan Şoray ve Kadir İnanır, karşımızda çaylaklar... Ama öyle olmadı. Seçkin Özdemir ve Özge Özpirinçci rollerinin hakkını fazlasıyla verdiler. Üstelik Macit Koper, Orhan Alkaya, Miraç Eronat, Barış Falay, Ahmet Saraçoğlu gibi ustaların karşısında ezilmeden, ürkmeden oynadılar. Yönetmen Nisan Akman da Mudanya ve Gölyazı'nın şahane doğasını çok iyi işleyip, harika bir fon haline getirmesini bildi. Gözüme batan tek çapak ise arkadaşından dayak yiyen evin küçük oğlu Cankat'ın gözündeki kocaman morluğun saatler içinde tamamen kaybolmasıydı.
Motosikletli gencin hikayesi ise bana ağabeyi Bahattin'i 2001 yılındaki bir kazada kaybeden şampiyon sporcumuz Kenan Sofuoğlu'nun hazin öyküsünü anımsattı. Dizi içinde hiç sektirmeden yapılan 'kask vurgusunu' ise çok anlamlı ve faydalı buldum.
Al Yazmalım'ın, atv'nin pazartesi ekranında Ezel'in yerini dolduracağını şimdiden söylemek zor. Ama Ay Yapım'ın yine özenli ve çok konuşulacak bir işe imza attığı kesin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA