Gerçekten de tüm gerçek Türk sporseverlerinin çerçeveletip duvarlarına asacakları bir gurur tablosuydu. Lig TV, sezon öncesinde takımların teknik direktörlerini stüdyoda bir araya getirip, değişen statüyle ilgili görüş ve değerlendirmelerini aldı. Fatih Terim'den Aykut Kocaman'a tüm hocalar bir aradaydı. Tayfur Havutçu'nun tutuklanması üzerine zorunlu olarak Beşiktaş'ın başına getirilen Carvalhal ve artık 'bizden' biri olan Şota'yı saymazsak, tüm teknik direktörler Türk'tü...
Amacım, milliyetçi söylemlere girişmek ya da şovenizm yapmak değil elbette.. Ama bu tablonun gururumu okşadığını da söylemeden edemeyeceğim. Hele ki yıllarca dolarları, euroları yabancı hoca sevdası yüzünden düğün hovardası gibi sınır ötelerine savurduğumuzu düşünürsek, bu 'aslımıza dönüşümüz' beni fazlasıyla sevindirdi. Ancak beni rahatsız eden bir durumu da belirtmeden geçemeyeceğim. Sohbet sırasında gördüm ki, Futbol Federasyonu, play-off sistemini devreye sokarken, teknik direktörlerden, futbolculardan, antrenörlerden görüş ve bilgi almamış.
Pek çok hoca, neyi nasıl oynayacaklarını, hangi kurallara tabi olacaklarını bilmiyordu. Futbolun gerçek aktörlerinin bu kadar ihmal edilmesini doğrusu aklım almadı.
Bir de yeni statüye göre ilk 8'in dışında kalan takımlar için lig Nisan'da bitecek. Peki onca futbolcu, teknik adam, yönetici üç ay boyunca ne yapacak?