Regaip Kandili gecesiydi. Pek çok insan gibi her zamankinden daha huzurlu, dingin ve umutlu hissediyordum kendimi.
Bunun etkisiyle midir bilinmez, reklam arasında ansızın ekranda beliren türkü, bütün iyi duygularımı harekete geçirdi. Türkiye'nin her sosyoekonomik, kültürel, etnik kesiminden insanlar aynı türküyü söylüyorlardı:
"Aynı yoldan geçmişiz biz / Aynı sudan içmişiz biz / Yazımız bir kışımız bir / Aynı dağın yeliyiz biz... / Şarkılar bir, türküler bir / Hep beraber söyleriz biz / Halaylar bir, horonlar bir / Aynı sazın teliyiz biz... / Gönüller bir, dualar bir / Bir Allah'ın kuluyuz biz / Has bahçemiz, yurdumuzdur / Aynı bağın gülüyüz biz... / Haydi bi'daha, bi'daha, bi'daha / Hep beraber söyleyelim / Vur şu davula, bi'daha, bi'daha / Hem coşup hem söyleyelim..."
O anda fark ettim ki; seçimlere çeyrek kala vatandaş olarak benim en büyük ihtiyacım; birlik, beraberlik ve huzur... "Bu kadar çok ortak değeri paylaşırken, bunca ayrım, bunca çatışma, çile niyedir?" diye sordum kendime mübarek kandil gecesinde...
Klibin sonunda Ak Parti'nin logosu ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın fotoğrafı belirdi ekranda... Hangi partinin reklamı olsa, benim için fark etmezdi. Çünkü ilk kez bir siyasi mesajda, kimin söylediği değil, neyin söylendiği öne geçmişti.
Öyleyse...
Vur davula bi'daha, bi'daha... Duymayan da duysun...