Köşemizin lojistik destek subaylarından Serda Kıvılcım bu kez Seda Sayan'ın bir cümlesinden yola çıkarak, bir eleştiri yapmış: "Merhaba Yüksel Bey, umarım iyisinizdir. Eşim evde iki gündür ve inanamadığım bir ilgiyle Seda Sayan'ı izliyor. Doğal olarak ben de... Uzatmamayım, Seda Hanım iki gündür bir baba ile kızını kavuşturmaya çalışıyor ama tabii her zamanki gibi her cümle, yeni bir aile sırrını ortaya çıkarıyor, insanın içini kıyan sözler sarfediliyor. Tabii ben en çok küçük kız için üzülüyorum. Babasından kaçıyor. Çünkü babasının, kendini annesinden ayıracağından korkuyor. Bir çocuk için günlük rutinlerden ibarettir hayat. Güvende olma hissini böyle sağlar çocuk. 'Her şey yolunda, annem/babam yanımda, evim burası, odam burası, mutfağımız burası...' Sadece bu kadarı yetiyor çocuğun aile ortamını kabullenmesinde. Her zamanki gibi, ebeveynlerin çatışmaları küçük bir çocuğun ruh dünyasında tahribat yaratıyor ama! Bahsi geçen küçük kız, annesinin yeni evlendiği adama baba diyormuş. Seda Sayan benim için çok yanlış bir söz söyledi bu noktada. Hani kanaat önderi ya, biraz daha düşünerek konuşmasını rica edeceğim sizin aracılığınızla. Şöyle söyledi 'Onun babası var, babası hayatta... Senin eşine 'abi, amca' desin, baba demesin. Çok karşıyım böyle şeylere.' Kulak misafiri olarak bu kadarına vakıf olabildiğim konuşma beni yerimden sıçrattı ve Metin'le konuşmaya başladık. Bir adam düşünün. Eşinin, eski evliliğinden olan kızına bakıyor, ihtiyaçlarını karşılıyor, seviyor, ilgileniyor. Ve kadın çocuğa 'O senin baban değil, ona abi de' diyor. Bu yanlış değil mi? Hep konuşmaz mıyız anne-baba nedir diye? Babalık illa ki yumurtayı dölleyen spermin sahibi olmak mıdır? Yarın, bu çiftin başka çocukları olduğunda; adam kendi çocuğu ile bu kız arasında ayırım yapsa kopacak fırtınayı düşündüm de, ne büyük yanlış değil mi! Aile olmak çok önemli. Ebeveynler ile çocuk arasında sınırlar koymak, ayrım yapmak çok yanlış. Hem ne büyük zenginlik, sevgiyle ve iyi niyetle bakıldığında... İnsanın kendisini seven, koruyan, her zaman sığınacağı iki babası olsa bu güzel olmaz mıydı? İki kale! Bence, özellikle bir vesileyle hatta belki de Abdurrahman Çelebi mantığıyla 'kanaat önderi' olmuş biri, insanlara sevgi dolu, anlayışlı ve aile birliğini kutsayan konuşmalar yapmayı vazife edinmeli. Aile içinde ikilik yaratmak çok büyük bir kötülük! Özellikle bizim gibi, fikirsiz, kendi düşüncesi olmayan, başkalarının aklıyla yaşayan bir toplumda herkes elini taşın altına koymayı başarmalı. Sevgiler, selamlar..."