Gülben Ergen, TRT 1'de sabah kuşağı programına başladı. Adı, Gülben... Ne yalan söyleyeyim, programın isminin daha yaratıcı ve mütevazı olmasını beklerdim. Ama içeriğini faydalı buldum. Bir dönem TRT, özel televizyon kanallarındaki 'sığ' kadın programlarıyla aşık atar hale gelmişti. Sonunda doğru yolu bulmuş görünüyorlar. Hem bir kamu yayıncısının sosyal sorumluluğunu yerine getirmişler hem de bunu Gülben Ergen'in sıcak, sempatik ve samimi sunumuyla cazip hale sokmayı başarmışlar. Şiddet gören kadının sosyal ve hukuki hakları, boşanırken dikkat edilmesi gereken hususlar, erkek çocuk doğurmak uğruna hayatların feda edilmesi gibi hayati konuları, uzmanların eşliğinde ele almaları ise çok faydalı. Gülben Ergen'e gelince: Bu kez çok daha sade ve samimi bir çehreye bürünmüş. Kıyafeti de, makyajı da, konuşmaları da abartıdan uzak. Belli ki 'reyting kanırtmak' için değil, özel hayatında pek çok kez yaptığı gibi sosyal bir sorumluluk projesinin bayrağını taşımak için orada. Üçüncü günün sürprizi ise pek şaşırtıcıydı. Ağır iş makinelerini kullanan kadınları programında ağırlayan Gülben Ergen, daha sonra stüdyo dışına çıkıp, koca bir kepçeyi spor otomobil sürer gibi büyük bir rahatlıkla kullandı. Gülben, dördüncü gün ise stüdyosunda duruşma salonlarının en romantik hakimini ağırladı. Emekli hakim, özellikle ünlülerin boşanma davalarında verdiği ve kayıtlara geçen şiirsel kararlarıyla hem Gülben'i hem de izleyenleri kendine hayran bıraktı. Bu arada hakim romantik boşanma kararlarını okurken, Gülben'in hafiften gözleri mi buğulandı, yoksa bana mı öyle geldi, bilemedim...