Dizilerin en büyük düşmanı, uzunlukları... Hem bölümlerin sürelerinin uzun olması, hem de tutan dizilerin lastik gibi uzatılıp 13 bölümde bitmesi gereken hikayenin 3 sezona serilmesi, pek çok garabeti de beraberinde getiriyor. Örneğin Adanalı geçen sezon bitmeliydi. Tadı tuzu yerindeyken... Ama uzattılar. Uzattıkça, dizi de, karakterler de tuhaflaştı. Bizim vurduğunu deviren, maço Maraz Ali, üniversitede ders vermeye başladı... Tabii ki izleyici bu evrilmeyi kabul edemedi. Şimdi aynı tehlike, Gönülçelen'in Hasret'i için söz konusu. Geçen yıl Hasret'i cazip ve sempatik kılan, Roman halleri idi. Kökleriyle bağını koparmayan o masum kızın çıktığı macera dolu yolculuk pek sevimliydi. Ama ne zaman ki şivesi aniden ortadan kalkıp giyimi kuşamıyla bir Nişantaşı tikisi'nden farkı kalmadı, yıldızı da donuklaşmaya başladı. Demem o ki, karakter tutarlılığı zamana yenik düşerse, dizi kendi sonunu hazırlar. Yani karakterleri fazla mıncıklamamak lazım.