Bir televizyon projesinin ekranda tutunması için pek çok doğrunun bir araya gelmesi gerekiyor. Bunlardan en önemlisi ise doğru zaman... atv'deki "Türkünü Söyle" yarışmasının yapımcısı Ahmet Bayram'la sohbet ederken daha önce aklıma gelmeyen ilginç bir konuya temas etti. Dedi ki; "Eğer biz türkü yarışmasını yazın değil de kışın yayınlasaydık, reytingimiz üç kat fazla olurdu." Buna bir anlam veremeyerek, "Neden?" diye sordum. Meğer son derece mantıklı bir açıklaması varmış. Şöyle izah etti: "Çünkü türküler, insanlara memleket havası getirir. Sıla özlemi çekenler, memleket türküleriyle hasretlerini dindirir. Yaz aylarında herkes memleketinde. Sıla hasreti çekenlerin sayısı az. Bu nedenle yazın türküler, izleyicinin üzerinde beklenen etkiyi yaratmıyor..." Türkü yarışmasının "zamanlama hatasına" bir ekleme de benden: Mevsim yaz, okul için erken kalkma derdi olmadığından çocuklar ekran başında. Çocuklu aileler bilir. Yaz akşamlarında kumandayı çocuğun elinden almak zordur. Eh, çocuk izleyiciler arasında "türkü tutkunu" bulmak da kolay değil. Demek ki neymiş? Türkü programı kışın yayınlanırmış! atv'deki "Bitmeyen Şarkı" dizisini, ufak tefek hatalarına rağmen başarılı bulmuştum. (Başrol oyuncusunun ilk 15 dakika ortalarda görünmemesi en büyük hataydı) Ama gördüm ki, beklenen reytinge ulaşamamış. Bunda yine bir "zamanlama hatasının" rolü var. Malum, dizinin büyük bölümü pavyonda geçiyor. Masalarda kadeh tokuşturanlar, sarhoş olup, sahnede bardak kıranlar, Ramazan'da bazı seyircilere antipatik gelmiş olabilir. Bir de "pavyon" bizim kadınlarımızın en büyük kabusudur. Çünkü pek çoğu, erkeğini pavyon güllerine kaptırmış, birçok aile "pavyon alışkanlığı" yüzünden dağılmıştır. Bu nedenle kadınlar romantik bir aşk öyküsü beklerken, karşılarında "korku filmi" görünce başka kanala zap'lamış olabilir!..