Bazı şarkılar kendiliğinden promosyonlu. Öyle sözlerle bezeliler ki, adeta "doğal fon müziği" şeklindeler. Birkaç yıl önce Fatih Erkoç kendi tarzının dışında bir şarkı yapmıştı. Şöyleydi sözleri: "Haber gelmiş güneyden / Gidip de dönmemek var / O denizler, o sahiller hepsi de beni bekler/ O denizler, o kumsallar diskolar, barlar / Haydi kızlar... Hepsi de hepsi de hepsi de beni bekler / Teknede içkiler tepside beni bekler..." Bu şarkı, tüm yazlık magazin programlarının adeta milli marşı olmuştu. Sonra Sibel Can'dan bir şarkı geldi: "İşte aşk bu bizden kaçmaz. Hiç korkma usanmaz. Aşk bu aşk bizden kaçmaz..." Eh, ünlü magazin programı "Bizden Kaçmaz"dan kaçar mı? Neredeyse şarkıyı jenerik müziği yapıp kısa zamanda herkese ezberlettiler. Kayahan'ın romantik şarkısı "Siyah beyaz bir aşk" önceden tahmin edildiği gibi bir hafta içinde Beşiktaş tribünlerinin en sevilen tezahüratı haline geldi. Ata Demirer'in "Eyvah Eyvah" filminde seslendirdiği ve yıllar sonra yeniden popüler hale getirdiği "Kuru fasulye yedibuçuk lira" ise ana haber bültenlerindeki çarşı pazar araştırması haberlerinin vazgeçilmez fon müziği oldu. Şimdilerde magazin programlarının moda bölümleri Sertab'ın "Rengarenk" şarkısından geçilmiyor. Sağlık programlarının favorisi ise Serdar Ortaç'ın "Hayatından mikropları at" şarkısı... Bodrum sahillerinde kasım kasım kasılan plaj playboylarını ekrana getiren magazin programları için de fon müziği hazır. Sıla-Ozan Doğulu yapımı "Alain Delon..." Tarkan'ın son albümünde yer alan "Gel, gel hiç acımayacak" ise özelikle sünnet sezonu gelmişken, sünnetçilerin mahalle arasında megafonla dinletecekleri kıvamda... Demem o ki, şarkı sözü yazarları eğer işin ticari kısmıyla ilgileniyorlarsa, güfteleri ona göre yazsınlar. Örneğin, bir dönem Cici Kızlar grubunun meşhur ettiği "Hayır dersem belki demek, belki dersem evet anla"nın yeni versiyonu, şu referandum öncesinde ana haber bültenlerinin aradığı şarkı olabilir(!)