Meğer şu nereden türediği belli olmayan ve özellikle gençlerimizin ağzına sakız gibi yapışan "Tabii ki de" lafına tek sinir olan ben değilmişim. "Medya Kralı"nda Tayfun Talipoğlu da laf arasında bu söze nasıl "gıcık olduğunu" ifade edince derin bir oh çektim. Meğer benimki bir "takıntı" değilmiş, benim gibi bu laftan rahatsız olan başkaları da varmış. Tekrar eden takıları nedeniyle dil bilgisi kurallarına uymayan ve ses açısından "takırtıya" dönüştüğü için melodik olarak da kulağa hoş gelmeyen bu kelimeye karşı bu sütunlardan savaş ilan ediyorum. Ayrıca yeni nesil genç kızlarımızın adeta yeni bir "lisan" olarak dillerine yerleştirdikleri "ağızı yayarak konuşma" biçimine de Okan Bayülgen ve Postacı Erman ile birlikte ben de isyan bayrağı açıyorum. Zira yakında bu kızların ne dediklerini anlamak için yanımda tercüman ile dolaşmam gerekecek! (Bu arada istemeden karasularına girdiğim değerli Hakkı Devrim ağabeyimin de affına sığınıyorum.)