Herkes en iyi bildiği işi yapmalı... Özellikle de televizyonda... Seda Sayan, döndü dolaştı, başladığı yere geldi. Zira izleyicisi onu üzerinde döpiyesle "sosyoloji uzmanı" olarak benimsemedi. Sonunda "Sabahın Sedası" olarak Show TV'de "en başından başlamayı" seçti. Evinde fasülye ayıklayan kadınlar, içine yuvarlandıkları "derin boşluktan" bu sayede kurtulup, rehabilite olurlar mı bilmem ama bir televizyon yazarı olarak Seda'dan köşemize bolca malzeme düşeceği kesin... Seda Sayan, "kankası" Mehmet Ali Erbil ve onun kankası Fatih Ürek'i ilk programa konuk etmekle akıllık etmişti. Zira ne kadar deneyimli olursanız, olun, ilk programda içinizi bir heyecan kaplar. Bunu yok etmenin en kestirme yolu "dostlarınızı" stüdyoya doldurmaktır. Eh, işin içine bir de "Mehmet Ali Erbil biten evliliğiyle ilgili ilk kez itiraflarda bulunacak" oltasını da sarkıtırsanız, gelsin reyting balıkları... Seda Sayan'ı eskiye oranla biraz daha dingin, biraz daha kontrollü buldum. Ne yalan söyleyeyim, sesini sedasını özlemişim. Umarım bu kez Sabahın Sedası, "aksiseda" olup, boşlukta yankılanmaz...