İçim parçalandı... "Survivor"da kızlar ödül olarak ortaya konulan pizzayı görür görmez, açlıktan hüngür hüngür ağlamaya başlayınca, fena oldum. Hele Acun, günlerdir kokmuş balık ve Hindistan cevizi kırıntılarıyla açlıklarını bastırmaya çalışan zavallıların önünde "format gereği" pizzanın tadına bakmasın mı? Vallahi yarışmacılar İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvursalar, "Var mısın Yok musun" da kazandıklarının yüz mislini tazminat olarak alırlar!.. Bu arada yarışma için en fazla çalışan, Panama Sağlık Bakanlığı... Neredeyse her saat başı bir yarışmacı hastanelik oluyor. Açlıktan fenalaşan mı, sıcaktan bayılan mı, ayağını kayalarda parçalayan mı, bel fıtığı nükseden mi ararsınız... Bir kızcağız vardı ki güneş yanığından omzu su toplamış, sanki üç omuzla dolaşıyor. Her iki saatte bir enjektörle omzundan su çekiliyormuş. Aralarında "iguana yakalayıp, yesek mi?" diye niyeti bozanlar bile var. Umarım, birbirlerini yemeye başlamazlar. (Fiziksel anlamda) Bizim tombik Metin ise mum gibi eriyor. Zavallıcık balık da yiyemediği için adeta "fotosentez yaparak" yaşıyor. Garibim, yemek yerine arada dayak da yiyor. Yarışma sırasında puzzle'ı yanlış yere koyunca, takım arkadaşı Oğuzhan elindeki tahta parçalarını Metin'in kafasına indiriverdi. Şartlar ne olursa olsun, ben kendi sıralamamda Oğuzhan'ın kandilini çoktan söndürdüm... Yarışmayı izlerken, dayanamayıp, Panama'da bulunan Acun'u aradım. "Aman..." dedim, "Haftaya sakın bu insanların perişan görüntülerini ekrana dayama... Malum, haftaya pazar Anneler Günü... Bu özel günde kanatma annelerin ciğerini..." Acun "Haklısın" dedi, "Zaten anneler daha fazla komada..." Anaların yüreğine su serper mi, bilmem ama öğrendiğim kadarıyla tüm yarışmacıların sağlıkları yerindeymiş. Endişelenecek durum yokmuş. Bakın yine Acun imzalı bir yarışmadan uzun uzun söz etmek mecburiyetinde kaldım. Bana göre "Survivor" yarışma formatlarının efendisi... Acun da televizyon dahisi... Var mı daha ötesi?..