Her Atatürk filminde olduğu gibi Birol Güven - Hamdi Alkan ikilisinin çektiği "Dersimiz Atatürk" filmi öncesinde de aynı polemik manşetleri, köşe yazılarını süslemeye başladı. "Atatürk'ü canlandıran oyuncu, O'na benzedi mi, benzemedi mi?" Hemen söylemeliyim ki, kimse Atatürk'e benzemez, benzeyemez... Onun için bu "beyhude" tartışmadan bir an önce vazgeçilmeli. Evet, plastik makyaj ve görsel efekt teknolojisi artık herkesin herkese "fiziksel" açıdan benzeyebilmesini mümkün kılıyor. Hatta elin oğlu, Hitler'in Churchill'in gerçek görüntülerini, oyuncuların kafalarının üzerine monte edip, belgesel bile çekti. (O grafik sanatçısı şimdilerde "İstanbul İşgal Altında" filmi için Mustafa Altıoklar'ın emrinde çalışıyor.) Demem o ki, 100 gram mum, bir kaç kutu boya ve plastik malzeme ile bendeniz, Cihan Ünal olup, çıkarım, kızı Irmak bile anlamaz!.. Bence önemli olan "Atatürk gibi" görünmek değil, Atatürk'ün tarzını, tavrını, üslubunu, vücut dilini, kısaca "ruhunu" beyaz perdeye geçirebilmek. Çünkü Allah vergisi yeteneklerinin ve pek az kimseye nasip olacak yüce erdemlerinin yanısıra; giyimi, kuşamı, yürüyüşü, bakışı, konuşması ile eskilerin deyimiyle "nev-i şahsına münhasır" (kendine özgü) bir insandı Atatürk... Bu nedenle, Atatürk'ü oynayacak kişinin fiziksel görünümünden ziyade, onu nasıl tahlil ettiği, ne derece özümsediği, ruhuna ne denli dokunup, nasıl yorumladığı ilgilendiriyor beni. İşte bu nedenle oyunculuk yeteneklerinden adım gibi emin olduğum Halit Ergenç'in yıllardır "aradığım Atatürk'ü" bana göstereceğini umut ediyorum.