Son zamanlarda medyanın en tartışılan konuları arasında yer alan "tasfiye edilecek yazarlar listesi" Kurtlar Vadisi: Pusu'nun senaristlerine de ilham verdi. İskender, medya patronuna liste uzatarak, "Bu yazarları kov" dedi. Patron, "Gazetemin yazı işlerine karışmam. Kararları elinde kalem tutanlar değil, silah tutanlar alır" diyerek, bu talebi geri çevirdi. Ancak İskender Büyük'e bir teklif yapmaktan da geri durmadı: "Gel bizim murahhas azamız ol. Pek çok devlet büyüğümüz, emekliliğinde böyle yapıyor" dedi. Dzideki gerçek "tasfiye" ise Muro ve ekibine oldu. İki devrimci (!) arkadaşının kaybına dayanamayan Muro, Kibritçi'ye intihar eylemi düzenlemek isterken. Amerikalılar'ın maşası oldu ve bir kahvede havaya uçtu. (Mustafa Üstündağ, bu sahnelerde müthiş bir oyunculuk sergiledi.) Amerikalılar'ın, Ortadoğu'nun yeni sınırlarını gösteren haritaları ise heyecan yarattı. Zira sözkonusu harita, bir dönem Osmanlı İmparatorluğu'nun topraklarını Türkiye'nin egemenliğine bırakıyordu. Bir de soru: Memati'nin oğlunu kaçıran "Çoban", minik rehineyi Polat'ın teslim olması için koz olarak kullanmak yerine neden "yem" diye çimenlerin üzerine bırakıp, ağaçtan ateş etmeyi tercih etti? Zira Polat ve ekibi, Memati'nin oğlu için silah bırakmaya razıydı. Neyse, burası Kurtlar Vadisi... Raconu onlardan iyi mi bileceğiz?..