Her gün onlarca yabancı kanala göz gezdiriyorum. Görüyorum ki, bizimkilerden başka reklam bombardımanı altında inim inim inleyen seyirci yok. Bizdeki reklam kuşakları neredeyse 15 dakikaya çıktı. Yani RTÜK'ün sınırlamasının neredeyse iki katına... Reklamın açılış jeneriği yine bir reklamdan ibaret. Sonra reklam kuşağı giriyor. Kapanış jeneriğini görünce "Hah, tamam, bitti nihayet, bizim program başlıyor" deyip, koltuğunuza iyice yerleşiyorsunuz. Ama neredeee? Sağ üst köşede "Bu bir reklamdır" yazısı ya da "Tanıtıcı Reklam" ibaresiyle bir salvo daha... Yahu "tanıtıcı reklam" ne demek? Reklamın "tanıtmayıcı" olanını bana göstersenize bir zahmet? Ardından bir tanıtım salvosu... O gece, ondan sonraki gece, hatta gelecek hafta izleyeceğiniz programların fragmanları... "Ya sabır" çekip onu da atlatabilirseniz ve eğer izlediğiniz programın neresinde kaldığınızı hatırlayabilirseniz, yeniden seyretmeye koyuluyorsunuz. Tabii birbiri üzerine bindirilen bant reklamlardan ve sanal reklam uygulamalarından ekranda olan biteni görebilecek kadar boşluk bulursanız... Derken izlediğiniz programın sunucusu laf arasında bir ürünün ya da hizmetin reklamını yapmaya başlıyor. Siz üst köşedeki "Bu bir reklamdır" yazısını fark edene kadar zokayı yutmuş oluyorsunuz... Tamam, reklam bu sektörün can damarı... Televizyonda parasız saadet olmuyor. Ama bu millet de bu kadar "sağılacak inek" muamelesini hak etmiyor!.. Bu reklam bombardımanı milleti televizyondan da reklam veren firmalardan da buz gibi soğutuyor. (İnanmayan, reklam kuşaklarının son aylardaki izlenme oranlarına bir göz atsın) Bilgisayarından "reklamsız" dizi izleyenlerin sayısı hızla çoğalıyor. Artık reklam tarifelerini yükseltip, aynı paraya daha kısa reklam kuşağı mı icat edersiniz, yoksa bir diziyi reklamsız yayınlamak için üç beş sponsor birden mi bulursunuz, orasını bilmem ama bu "bombardıman" böyle sürerse yakında reklamlarınızı izlettireceğiniz seyirci bulamayacağınız kesin!.. Lütfen ekmek teknenize tükürmekten vazgeçin...