Biliyorum, bir pazar günü için fazla hüzünlü bir sayfa oldu. Ama Michael Jackson ile Farah Fawcett'in vedasından da söz etmeliyim. Zira ikisinin aynı gün hayata veda etmeleri, benim yaşımdakiler için sanki bir dönemin sona erdiğini resmeden "kapanış gösterisi" gibiydi... Benim de dahil olduğum orta yaş kuşağı için Michael Jackson ve Farah Fawcett "sembol" isimlerdi. Bu jenerasyona dahil olup da Jackson şarkılarından en az birini bilmeyen yok gibidir. Tenini "beyazlatma" uğruna giriştiği ve belki de onu 51 yaşında ölüme götüren "takıntısı" magazin medyasının en vazgeçilmez malzemesi oldu. Ardından küçük çocuklara duyduğu ilginin "şefkatten" mi yoksa çirkin bir cinsel iştahtan mı kaynaklandığı tartışıldı uzun süre... Ama karakteri ne denli tartışma konusu olursa olsun, "Pop müzik" kavramını dünyaya kabul ettiren gerçek bir sanatçıydı. Her klibi, her konseri "olay"dı. Bugün dans yarışmalarında eğer gençler hâlâ "Michael Jackson dansı" ile puan almaya çalışıyorlarsa, bu onun "etkileyiciliğini" gösterir. Ve Farah Fawcett... O da 80'li yılların "simgelerinden" biriydi. Rol aldığı Charlie'nin Melekleri, o dönem ekranların en ilgi çeken yapımıydı. Türk kadınları "Dışa karavel, aslan yelesi" saç stilini ondan öğrenmiş, kısa süre içinde sokaklarımız Farah'lar ile dolmuştu... Fawcett, kansere yakalandığını öğrendiği andan itibaren tüm yaşadıklarını profesyonel bir ekibe kamera ile kaydettirip, mücadelesini "emsal" teşkil etmesi için insanlarla paylaşmıştı. 25 Haziran 2009 Perşembe... Bence Pop Devrimi'nin perdelerini kapattığı, meydanlardaki heykellerin depolara kaldırıldığı gündür!..