atv' de yeni başlayan
"Ah Be Güzelim" yarışmasını hayret ve
"ibretle" izliyorum. Eğer oraya çıkarılan kızlara rolleri ezberletilmiyorsa, yani verdikleri yanıtlar gerçekten de kendi bilgi ve kültür düzeylerini yansıtıyorsa, vah bu memleketin haline... Çarşamba gecesi
Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nde okuyan genç kız
"hulahop" kelimesini ilk kez duyduğunu söyledi ve ne olduğu hakkında şu tahminde bulundu:
"Sanırım böyle üzerine binilen, dönme dolabın küçüğü gibi bir şey..." Üniversiteye hazırlanan bir başkası ise
"Güneş tutulmasının" ne olduğunu bir türlü izah edemedi.
"Çilingir" için
"Kapıda anahtarın sokulduğu deliktir" diyen vardı.
"Dünyaya en yakın yıldız güneştir. Doğru mu yanlış mı?" sorusuyla sözde dalgasını geçen kızımız şöyle dedi:
"Yahu bunlar romantik bir gecede yıldızlara, mehtaba bakmamışlar mı? Orada koskocaman ay dururken, böyle soru olur mu? Yanlış tabii ki..." Hele üniversitede iç mimarlık okuyan genç kızın
"Kerrat cetveli mi? O da ne? Hayatımda ilk defa duyuyorum" demesi, kulaklarımdan gitmiyor... Sadece kızlar mı? Onların doğru yanıt verip veremeyeceklerini tahmin etmeye çalışan delikanlılar da genel kültür açısından sapır sapır dökülüyorlardı. Kendimi zorlayıp, iyimser düşünmeye çalışıyorum. Acaba diyorum,
Esra-Ceyda kardeşlerin gördüğü büyük ilgi üzerine bizim yarışmadaki
"uyanık" kızlar
"salağa yatmanın" şöhrete giden en kestirme yol olduğuna mı hükmettiler? Yoksa yapımcılar, kızlara
"cahil" rolü oynatarak, ekran başındaki izleyicilerin
"Ohh, iyi ki ben böyle değilim" demelerini sağlayıp, moral bulmalarını mı istediler? Yine de bu yarışmayı
Milli Eğitim Bakanlığı ve
YÖK yetkililerinin
"dikkatle" izlemelerinde fayda var. Belki de bu
"laboratuvar" bulgularının ardından sistemi kökünden değiştirmeye karar verirler...