Ve aylardır herkesin ağzında gevelediği 'reyting sahtekârlığı' resmen belgelendi. Uluslararası Reklamcılık Derneği'ne (IAA) bağlı Televizyon İzleme Araştırma Komitesi'nin (TİAK) yaptırdığı denetimler iki ilde sahtekârlık girişimini ortaya çıkardı. TİAK'tan yapılan açıklamada şöyle denildi: "İki ilde televizyon izlenme ölçümü yapılan bazı hanelerin, kimliği belirlenen kişiler tarafından ziyaret edildiği, hane reisine para teklif edilerek belli programların izlenmesinin istendiği tespit edildi. Bu faaliyet ve ziyaret eden kişilerin kimliği, izlenmesi istenen programlar tespit edilir edilmez bu illerde savcılığa suç duyurusunda bulunuldu." TİAK bazı 'önlemlerin' alındığını belirtiyor. Yetmez. Bu sahtekârlığı yapan hangi televizyon kanalı, hangi program ve hangi yapımcı ise hemen şimdi kamuoyuna açıklanmalı, teşhir edilmeli. Bazı açıkgözlerin ölçüm cihazı bulunan 208 evi ziyaret ederek, aile reisine kendi programlarını izlettirmek için para teklif etikleri iddia ediliyor. 208 ev, yaklaşık 850 kişi demek. Bu da ölçümlerin yüzde 10'unun etkilendiği anlamına geliyor. Reklam pastasının 'kılcal dilimlerle' bölüşüldüğü böylesine kritik bir sektörde yüzde 10 çok büyük bir değer. Belli ki birileri, diğerlerinin emeğine, terine göz dikmiş. Üstelik bu ilk kez de olmuyor. Bundan üç yıl önce de benzer bir skandal otaya çıkartılmış, reyting ölçüm sisteminin güvenilirliği tartışılmaya başlanmıştı. Görünen o ki, bu işin artık dikiş tutacak hali kalmadı. Bundan böyle reyting ölçümlerinin üzerine büyük bir şaibe gölgesi düşecek. Sistemin bir an önce revize edilmesi hatta değiştirilmesi bir zorunluluk haline geldi. Reyting, bu ülke için çok önemli. Çünkü insanlar günde beş buçuk saatini ekran karşısında geçiriyor. İnsanların kültürel yönelimlerini belirleyen en büyük mecra televizyon. Ne izleyip, neyi izlemeyeceğimize ise o 2 bin 500 denek karar veriyor. Bu konuda topa vereceğiniz en küçük bir falso, 'gol' demek. Bu nedenle ofsayttan atılan gollerin mutlaka önüne geçecek, sağlıklı bir yönetime ihtiyaç var. Bugün, hemen, şimdi!..