Ne Bennu'nun perişan hali ne Nadide Hanım ile Burhan Bey'in evlatlarından ve gelinlerinden çektikleri ne Şehrazat'ın kara gece ile başlayan talihsizlikleri ne Ali Kemal'in ezilmişliği ne de Onur'un aşk peşinde ömür tüketmesi... 'Binbir Gece'de beni en çok üzen, küçük Kaan'ın durumu... Çocuğun neredeyse altı ayda bir babası değişiyor... Önce "Senin baban öldü" dediler. Sonra Onur'a "baba" demesi için telkinde bulundular. Şimdi de annesi Şehrazat, küçücük çocuğa baskı yapıp, "Onur'a bir daha baba demeyeceksin" diye yırtınıyor. Sanırım gelecek hafta da "Engin'e baba diyeceksin" diye tutturacak... Çocuk zaten biraz durgundu, iyice aptal oldu. Yakında eski Türk filmlerindeki repliği hatırlatır şekilde sokakta önüne kim çıksa "Size baba diyebilir miyim?" diye sormaya başlayacak!.. Bu arada dizinin çok yakında sona erecek olmasına seviniyorum. 'Binbir Gece'yi beğenmediğimden değil... Eğer bir sezon daha uzasaydı seri katil Eda yüzünden İstanbul'un nüfusu yarıya inecekti de ondan... Son kurbanı ev sahibi oldu. Önce kiraya binaen adamla yattı, sonra da kalbinden bıçakladı. Örümcek kadının öpücüğü işte...