Bugün Dünya Tiyatrolar Günü... Her yıl olduğundan daha büyük bir heyecan içindeyim. Çünkü bu yazıyı bitirir bitirmez, Cemal Reşit Rey'e "provaya" koşacağım. 2 Nisan'da gerçekleştirilecek Tekin Akmansoy'un 70. Sanat Yılı gecesinde sahnelenecek"Göktaşı" oyununda rol keseceğim ya, o yüzden içim kıpır kıpır...
"Sahnenin tozunu yutan, iflah olmaz" derlerdi de, inanmazdım. Gerçekmiş... Üstelik bu amatör deneyim benim için çok önemli bir mesleki tecrübe olacak. Bundan böyle performansları değerlendirirken hariçten gazel atmayacağım. Zira artık "oyunculuk ruhundan" da haberdarım. Rolün içine nasıl girilir? Mimikler, vücut dili ve ses nasıl kullanılır? Seyircinin dikkati nasıl o karaktere odaklanır? Hepsini tek tek öğreniyorum. Ve ne kadar şanslıyım ki, bütün bunları, Tekin Akmansoy'un 70 yıllık tecrübesinden damıtabiliyorum. Tekin Ağabey tatlı tatlı azarlıyor, "gık" demiyorum. Bunca yoğun mesainin arasında provalarımı hiç aksatmıyorum. Hocamı can kulağıyla dinliyor, deneyimli rol arkadaşlarımdan "tüyolar" kapmaya çalışıyorum.
Tiyatro meğer uçsuz bucaksız bir evrenmiş. Benim bugüne dek "tiyatro" olarak bildiğim ise bu evrende bir toz tanesiymiş...Dünya Tiyatrolar Günü'müz kutlu olsun!..