Mehmet Ali Birand'ın 32. Gün'ü, TRT'nin Tuncay Güney yayınındaki hataya düşmedi ve Profesör Yalçın Küçük'ü montajlanmış bant yayınla ve "kontrollü" bir tarzda ekrana getirdi. Ayrıca iki deneyimli haberci Mehmet Ali Birand ve Rıdvan Akar, Profesör Küçük'ün üçüncü şahıslara ilişkin iddia, yorum ve tespitlerine anında müdahale ederek, TRT'deki hatayı tekrarlamadılar. Diğer konuk Şamil Tayyar da her seferinde çerçeveyi daraltarak, konunun uzaklara savrulmasına engel oldu. Programı baştan sona izledim. Profesör Küçük konuşurken, aklıma Tuncay Güney geldi... İkisi de adeta birer şov yıldızı... Memleketin en önemli meselesinde, en çarpıcı iddiaların bu iki kişiden gelmesi ne tuhaf... Profesör Küçük başında kalpağı, boynunda kırmızı atkısıyla ellerini çırpa çırpa konuşuyor. Aynı kelimeyi arka arkaya 6 kez tekrarlıyor. "Ben kitap yazmam, adama kitap sıkarım. Bunlar bomba, bomba, bomba..." diyerek önünde duran kitapları kameraya doğru fırlatıyor... Tuncay Güney ve Yalçın Küçük... Ekranlar hayal sahnesi olmuş. Bir Hacivat-Karagöz oyunu ki, insan gülmeli mi ağlamalı mı bilemiyor. Bunları izleyip de Ergenekon hakkında fikir sahibi olmaya çabalayan ortalama vatandaşın vay haline...