Geçenlerde bizim köşede Dudaktan Kalbe dizisindeki Melek bebeğin durumundan söz etmiş, küçücük bebeciğin nasıl olup da çamaşır suyu içebildiğini sorgulamıştım. Dizinin senaristi Ece Yörenç ile karşılaştım ve şaşırtıcı olayı onun ağzından öğrendim. Meğer dizide Melek'i canlandıran o minicik oyuncu, evinde gerçekten de çamaşır suyu içip, hastanelik olmuş. Emekleyerek gitmiş, leğendeki çamaşır suyunu içivermiş. İki hafta önce ekrana gelen minik Melek'in hastane görüntüleri de sahiciymiş!.. Ece Yörenç, "çaresizlikten" dizi senaryosunda değişiklik yaptıklarını, çamaşır suyu içme vakasını "aynen" dizide kullandıklarını söyledi. Bu arada Ay Yapım'ın bir başka dizisi olan Aşk-ı Memnu'da Bihter'in çikolata yerken reklam yaptığını yazmıştım ya, Yörenç o konuya da açıklık getirdi. Bu "reklam" için o firmaya fatura kesildiğini ve RTÜK payının da ödendiğini söyledi. Tamam, buna bir itirazım yok. Beni rahatsız eden, izleyicinin ekranda hiç bir ibare yer almaksızın "reklam bombardımanına" hedef olması. Reklamı "gizli" yapıp, parasını "resmi" ödemek seyirci açısından her şeyi yasal kılmıyor ki...