İçinde Sumru Yavrucuk'un bulunduğu programlar, diziler hakkında ne yazık ki objektif olamıyorum. Zira bu kadını ne zaman nerede görsem, içimden o pufuduk yanaklarını mıncıklamak geliyor. Bir insan etrafına bu kadar mı pozitif enerji yayabilir? İşte bu nedenledir ki, Sumru Yavrucuk ile partneri Didem Balçın'ın atv'de başlayan Ağız Tadıyla adlı yemek programı için de objektif olamayacağım... Sumru, geleneksel yemekleri tercih eden, "klasik" bir kayınvalide, Didem ise sağlıklı beslenmeyi şiar edinmiş, modern bir gelin. Yani programda sadece yemekler bakımından değil, hayat görüşü açısından da arzuya bağlı "alternatif" mönüler var. Sumru Yavrucuk yine son derece inandırıcı. Didem Balçın da deneyimli partnerinin yanında hiç ezilmiyor. Sadece ilk program olması münasebetiyle arada bazı uzun "es"ler vardı, o kadar. Eminim, bizimkiler stüdyoya alıştıkça, bu sessiz ve tedirgin anlar da kısalacaktır. Küçücük tavsiyeme gelince: Tariflerin ve malzemelerin sürekli olarak yazı ile ekranın altından geçilmesi gerekiyor. Tamam, muhabbet güzel de, ekran başındaki ev kadınları öncelikle "tarif" peşinde, bu ihmal edilmemeli... Bir de iki kadının bu yemekleri sadece akşam eve gelecek eşlerini memnun etmek için yapmaları, onları biraz "mutfak robotu" kıvamına sokuyor. E artık gerisini coşkulu feministlere bırakıyorum... Aslında yemek filan bahane... Bu mutfak sit-com'unun içine ilişkilere dair ince mesajlar, çözümlemeler ve hatta rehberlik hizmetleri katılmış. Örneğin bir sahnede Sumru "Ben bu kaşığı çevirirken böyle yanaklarım filan sallanıyor... Ay acaba onun için mi bizim Niyazi evlilik yıldönümümüzü unuttu?" diyordu. Mutfakta pişen her yemeğin içine "sevgi" katıldığı bir şehir efsanesidir. Erkekler, akşam önlerine konulan tabağın içinde çeşitli baharatla birlikte endişelerin, korkuların ve iç hesaplaşmaların da bulunduğunu bilmeliler...