Seçimin siyasi galibi Adalet ve Kalkınma Partisi, teknik galibi ise Türk televizyonları oldu. Öncelikle; büyükküçük ayırmadan tüm televizyon kanallarının seçim yayınlarını son derece başarılı bulduğumu söylemeliyim. Seçimler, ülkemizde iletişim ve yayıncılık teknolojisinin ne denli geliştiğinin bir göstergesi oldu. Saat 19.00'u bile bulmadan seçimin genel seyri, partilerin oy oranları ve TBMM'deki temsil oranları şaşırtıcı bir kesinlikte izleyicinin önüne konuldu. Cihan Haber Ajansı ve İhlas Haber Ajansı son derece hızlı çalışarak, seçim sonuçlarını detaylı, çabuk ve ayrıntılı şekilde haber merkezlerine ulaştırdılar. Anadolu Ajansı ise daha "kontrollü" bir haber politikası izledi. Televizyonların haber merkezleri de hem editöryal anlamda hem de teknik açıdan son derece iyi hazırlanmışlardı. CNN Türk ve Kanal D'nin sanal stüdyoları etkileyiciydi. NTV temkinli davranmaya özen gösterdi. Show TV, sadeliği ve etkin haberciliğiyle öne çıkanlar arasındaydı. Habertürk, her zaman olduğu gibi yine "özel"in peşindeydi ve bunda da başarılı oldu. Örneğin, TBMM Başkanı Arınç'ı seçim bölgesi sonuçları belli olduğu anda yayına bağlamayı ilk akıl eden kanal oldular. Kanal D de CHP Genel Merkezi'ne girip, yöneticilerle gerçekleştirdiği canlı röportajlarla sol cenahtaki "tepkileri" izleyiciye yansıtan ilk kanal oldu. Çabukluk konusunda ise rekor atv'deydi. saat 18.00 sularında atv Haber Merkezi sandıkları erken açılan 32 Doğu ilinden gelen sonuçları Türkiye genelinde doğru şekilde yorumlayarak, AKP'nin yüzde 47, CHP'nin yüzde 20, MHP'nin ise yüzde 15 oy alacağını ilan etti. Bu tahmin neredeyse bire bir tuttu. atv, ağırladığı seçkin konuklarıyla da seçim sonuçlarının perde arkasını en iyi analiz eden kanallardan biri oldu. Tabii ufak tefek aksaklıklar da yok değildi. Örneğin saat 19.15'te NTV'de bölgelerin seçim sonuçları verilirken kadın spiker, Cumhuriyet Halk Partisi'nin adını 2 kez "Cumhuriyetçi Halkçı Parti" diye telaffuz etti. 19.18'de ise bu kez erkek spikerin Milliyetçi Hareket Partisi'ne "Milliyetçi Halk Partisi" dediğini duyduk. Bu arada Banu Güven, genç arkadaşlarına pas atarken, "Söz NTV'nin çıtırlarında" cümlesi duyuldu. Kanal D'nin sanal stüdyosundaki grafik ise saat 20.16'da ilk kez aksadı. MHP'nin oy oranının geçen seçime oranla 8.4'ten 4.6'ya düştüğü söylendi. Oysa MHP oylarını yaklaşık 2 katı arttırmıştı. Stüdyodakilerin bu hatayı fark etmemesi de büyük talihsizlikti. Aslında her şey öyle çabuk olup, bitti ki, televizyon izleyicileri seçim sonuçlarıyla ilgili beklediği her şeyi erken saatte alıp, ekranda alternatif aramaya koyuldu. Yani prime-time seçime bol geldi. Saat 22.00'den itibaren normal akışına dönüp, seçim sonuçlarını da alttan bantla geçebilecek bir büyük kanal, reytingleri silip, süpürebilirdi ama kimse uyanamadı. Zira yaz sıcağında üç aşağı beş yukarı aynı rakamları görmekten sıkılan izleyici ekranda "eğlence" aramaya başladı. Örneğin Show TV, "Güzel ve Dahi" evine canlı bağlantı yapıp, bizim kızlara seçim sonuçlarını yorumlatabilirdi!..

İPİ atv GÖĞÜSLEDİ
Peki seçim ekranının galibi kim oldu? Geçen seçimlerde olduğu gibi atv yine ipi göğüsledi. Tüm izleyici grubunda atv, Prime Time'ın (haber sonrası kuşağı) birincisi olurken, Show TV ikinci, Kanal D üçüncü, TRT 1 ise dördüncü sırayı aldı. Gelir ve ekonomik düzeyi daha yüksek televizyon izleyicilerinin temsil edildiği AB grubunda ise yine atv ilk sırayı alırken, Kanal D ikinci, TRT 1 üçüncü, Show TV ise dördüncü oldu.