Dizilerde hamilelik furyası aldı başını gidiyor. Eskiden haftada bir "hamilelik raporu" yayınlardım. Şimdi ipin ucunu ben de kaçırdım. Son olarak Acı Hayat dizisinde Filiz de Mehmet'ten hamile kaldı. Ama dikkatimi çeken sadece hamile sayısının artması değil. Dizilerdeki hamilelerin acıya, hüzne boğulması. Hamile kalan ya çocuğunu aldırmak için doktora koşuyor, ya eşinden, sevgilisinden saklıyor ya da yakınlarının tacizlerine, tehditlerine, şiddet içeren davranışlarına muhatap oluyor. Örnek mi? Alın size Beyaz Gelincik'in Ceren'i... Haftalardır kadının yüzü gülmüyor. Sebebi; hamile olması!.. Uğradığı hakaretin, şiddetin haddi hesabı yok. Şimdi Acı Hayat'ın Filiz'ini de muhtemelen aynı acılar, benzer sıkıntılar bekliyor. Dizilere bakarsanız, hamilelik bir anne için ödül değil, cezaların en büyüğü... Bir kadının hayatındaki en mutlu dönemi olması gereken hamilelik, dizi karakterleri için işkenceden farksız. Bizler yerli dizilerden fena halde etkilenen bir toplumun üyeleriyiz. (Bunun örneklerini kriminal kayıtlarda bulabilirsiniz.) Endişem, ekran başındaki annelerin bu gördüklerinden olumsuz etkilenmeleri, bunalıma girmeleri, çocuk sahibi olmayı düşleyenlerin tereddüde kapılmaları... Ve hepsinden önemlisi; bu diziler yüzünden "Hamile kadın acı çekmeye, şiddet görmeye, eşi tarafından aldatılmaya mahkumdur" fikrinin, "normal" karşılanıp, "günlük hayatın sıradan olayları" gibi algılanması... Bugün Anneler Günü... Öncelikle bu heyecanı ilk kez tatmaya hazırlanan hamile anne adaylarını kutluyorum. Lütfen siz televizyonda olup, bitenlere aldırmayın. Ve başta kendi annem olmak üzere tüm annelerin ellerinden saygıyla öpüyorum.