BU yazı cuma gününden yazıldı. Yani Kenan Doğulu'nun Eurovision finalinde aldığı sonuç bilinmeden... Bugün gazete ve televizyonlarda ya zafer çığlıkları ya da beylik "Hakkımız yendi. Eurovison'a siyaset karıştı" cümleleri yer alacak. Sonuç ne olursa olsun, ben Kenan'ın bizi elinden geldiğince iyi temsil ettiği kanaatindeyim. Şarkısını çok beğenmesem de... Eh, finali izleyemediğime göre, yarı finalde gözüme çarpanlarla idare edeyim. Bir kere Kenan'ın performansı sırasında adeta "tonmaister sabotajı" yaşandı. Zaten yarışmanın ses düzeni kötüydü. Buna bir de yayın problemleri eklenince gerçek sound'u duyabilmek iyice güçleşti. "Shake It Up Shekerim" sahne aldığında ise şarkının en iddialı bölümü olan "altyapıların" güçlükle duyulduğunu fark ettim. Bunun yerine Kenan'ın sesi tüm enstrümanları örtüverdi. Yarışmanın arasındaki Turkcell reklamında dinlediğim sound ile yarışmadaki arasında inanılmaz bir fark olduğunu fark ettim. (Umarım final gecesinde aynı sorun tekrarlanmamıştır.) Bence Shake It Up Shekerim'in en büyük handikapı, Yunan temsilcisinin de benzer sözler ve beste ile yarışıyor olmasıydı. Bu iki benzer performansın, birbirlerini aşağıya çekebileceği ihtimalini düşündüm. Umarım yanılmışımdır. Bu arada bugüne kadar kıyafet seçiminde hep başarılı bulduğum Kenan'ın yarı final gecesi için seçtiği kostümü beğenmedim. Kırmızı frak, konsepte uymadığı gibi zaten kısa boylu olan Kenan'ı daha da ufak ve ezik gösterdi. Ayrıca frakın uzun kuyruğu, Kenan'ın dans figürlerinin kolaylıkla algılanmasını da engelledi. Bu arada koreografiye de itirazım var. Kenan'ın dansçı kızlar arasında adeta bir duş perdesi içinde sahneye çıkması hem demode hem komik kaçtı. Bu pazar sabahında en büyük dileğim, yanılmış olmak. İnşallah Kenan yarışmayı birincilikle tamamlar da bu yazı taca çıkmış olur!