Metin Uca kendisine yaptırılmayan sabah programlarında söyleyemediği bütün cümleleri biriktirmiş, biriktirmiş ve sahnede bir yanardağ heybetiyle patlatmış... Profilo'da izlediğim Türküm, Doğruyum, Konuşkanım adlı tek kişilik sahne gösterisinin özeti bu... Metin'i bilirsiniz... Yüreği, çenesinde atanlardandır. Sert muhalif söylemleri, zaman zaman yoluna takoz olur. Yeni gösterisinde de ağırlık, politik hicivlerde. Ama sivri siyasi eleştirilerini, zekice esprileriyle harmanlarken, gemisini popülizm sığlıklarında karaya oturtmuyor. Mesajını, ucuz solcu sloganların gölgesinden kurtarmayı başarıyor. Üstelik her esprisini, her fikrini, gazete kupürleri ve televizyonlardan derlenmiş görüntülerle belgeliyor. Yani boşa sallamıyor!.. Metin'in daha önceki tek kişilik şovlarını da izlemiştim. Ne yalan söyleyeyim, kendisini bu denli geliştireceğini ummamıştım. Salonu dolduran tüm izleyiciler gibi ben de yaklaşık iki saat boyunca aralıksız güldüm. Kimine kahkahayla, kimine acı acı... Öyle ülke gerçekleriyle yüzleştim ki, "Bunları nasıl olup da unutmuşum" diye kendi kendime kızdım. Metin Uca'nın sivri dilinin ucunda sadece siyaset yoktu. Magazin aleminin düzeysizlikleri, televizyon programlarının abuklukları ve türlü medya kandırmacası da Metin'in o kamçı gibi dilinden nasibini alıyordu. Bu arada "Böylesi ancak bizde olur" diyeceğimiz olayları hatırlarken, küçük dilimi yutacak gibi oluyordum. Örnek mi? İşte size gazetelere geçen olay: Turist dolu otobüsün şoförü, seyir halindeyken yabancıları eğlendirmek için şoför mahallinde ayağa kalkıp, harman dalı oynamaya başlamıştı. Ayağı (nasıl oluyorsa) direksiyona takılmış, otobüs devrilmiş ve 27 turist yaralanmıştı. Olur muydu? Olmuştu. Çünkü burası Türkiye'ydi!.. Eminim, salondan çıkan yüzlerce seyirci benimle aynı mahcubiyeti yaşamıştır. Hangi mahcubiyeti mi? Aslında iki saat boyunca güldüklerimizin, ağlanacak hallerimiz olduğu gerçeğinin yanaklarımıza pembelik olarak düşürdüğü mahcubiyet... Metin; Türküm, Doğruyum, Konuşkanım'ı pazar akşamları 19.30'da Profilo 2. Salon'da oynuyor. Hafta arasında da o şehir senin, bu kasaba benim turne yapıyor. Nerede bulursanız, kaçırmayın. Sonra da bu pirzola servisim için bana bol bol dua edin!..