TRT 3'de Orhan Ayhan'- ın hazırladığı 67 dakikalık Lefter röportajını hem keyifle, hem de üzüntüyle izledim. Keyiflendim, çünkü Türk futbolunun yaşayan efsanesi Lefter'in, görme mutluluğuna erişemediğim o muhteşem futbolu hakkında son derece detaylı bilgilere sahip oldum. Üzüldüm, çünkü böylesine önemli bir televizyonculuk olayı, TRT'nin vurdumduymazlığına kurban gitmişti. Her cümlesi TRT arşivi için bulunmaz bir nimet değerindeki Lefter'in ne görüntüsü seçilebiliyor, ne de sözleri doğru dürüst işitilebiliyordu. Büyükada'ya giden kameraman "beyaz ayarı" yapmayı bile becerememiş, açık renkler patlamış, tüm detaylar buhar olup uçmuştu. Muhtemelen arızalı bir mikrofonla kaydedilen sesler ise tek kelimeyle berbattı. 44 yaşına kadar futbol oynayan Lefter'in anılarından bugünkü futbolculara öyle büyük dersler çıktı ki, anlatmaya kalksam bizim Fotomaç gazetesine üç günlük yazı dizisi olur. Lefter sadece anılarını anlatmakla yetinmedi. Bugünkü Fenerbahçe'- yi de o kadar güzel analiz etti ki, içimden "Ah be Ordinaryüs, şu söylediklerini Daum da duyuyor mu acaba?" diye geçirdim. Lefter