İbrahim Sadri, Kanal 7'den atv'ye taşıdığı programında son derece "tehlikeli" bir çizgide yürüyor. Her hafta "Televizyonda gördüğünüz her şeye inanmayın" sloganıyla, yalanları gerçeğe, gerçekleri yalana sarıp, izleyicilere servis ediyor. "Televizyon Milleti" farklı, heyecanlı ve dinamik... Ama sonuna kadar izlemeyip, "şöyle bir bakıp geçenler için" son derece riskli. Çünkü "kurmaca" o kadar gerçeğe yakın bir şekilde ekrana getiriliyor ki, programın içeriğinden habersiz seyirciler kolayca "avlanabiliyor." Bu hafta uydurma bir fastfood restoranında yaşanan "sözde" rezillikler ekrana taşındı. Tabii ki her şey yalandı. Ama ya sonunu beklemeyip, programa "şöyle bir dalıp çıkanların" hali ne olacak? Onlar büyük ihtimalle, "vay reziller" deyip, bir daha fastfood restoranlarının semtine bile uğramayacaklar. Bu da bazı müesseseler için "ticari kayıp" olarak geri dönebilecek. Tabii seyirciler gecenin bir buçuğuna kadar bekleyip, izledikleri her şeyin "kurmaca" olduğunu öğrenmedilerse eğer... İbrahim Sadri'nin programı, televizyon izleyicileri için bir "uyandırma zili" gibi. Ama doğruyu işaret ederken, bir başka doğrunun üzerine de basmamak gerekiyor.