Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TULU GÜMÜŞTEKİN

Kıbrıs konusunda güçlü bir ses...

AB Komisyonu'nda çok uzun süredir görev yapan Ollie Rehn, Türkiye'de kamuoyunun iyi tanıdığı bir isim. Genişlemeden sorumlu Avrupa Komisyonu üyesi olarak 2004-2009 arasında beş yıl zor bir süreci yönetti. Ondan önce de, aynı vazifeyi üstlenmiş olan Günter Verheugen'in, "chef de cabinet" olarak adlandırılan müsteşarlığını yapmaktaydı. Avrupa Komisyonu'na 2010'da ikinci bir beş yıl için seçildi ve Ekonomi ve Finans komiserliği gibi önemli bir makama getirildi.
Komiser Rehn, sesini hiçbir zaman yükseltmeden konuşan, sakin görünümünün altında son derece güçlü bir iradeye sahip biri... Ollie Rehn, 8 Mayıs'ta Avrupa Parlamentosu İktisat Komisyonunda yaptığı bir konuşmada, Güney Kıbrıs bankacılık sisteminin iflasını anlattı. Her zaman olduğu gibi, gene sesini yükseltmeden ancak düşüncelerini de dürüstçe paylaşarak, bu zor tabloyu parlamenterler ve medya temsilcileriyle paylaştı.
Komiser, Güney Kıbrıs yönetiminin kriz geldiği halde önlem için Brüksel ile görüşmediğini başlangıçta yapılan en vahim hata olarak nitelendirdi. Daha sonra, dokuz ay boyunca Troika yetkilileriyle bir anlaşmaya varılamamış olmasının yarattığı yıkımdan bahsetti. Güney Kıbrıs'ın krizi atlatmak için kamu maliyesini ve bankacılık sistemini düzeltmesinin temel bir gereksinim olduğunu vurguladı. Kısacası, Güney Kıbrıs'ın başına gelenlerden, sadece kendisinin sorumlu olduğunu belirten bir açıklama yaptı.
Bu tavrında, Kıbrıs'ın üyeliğine giden dönemde Komiser olan Günter Verheugen'in, Güney Kıbrıs'ın AB üyeliği sonrasında söylediği "kendimi aldatılmış hissediyorum" saptamasının izleri açıkça vardı.
Güney Kıbrıs, üyelikten önce kabul etmesine rağmen üye olduktan sonra sözünde durmayarak KKTC ile AB'nin serbest ticaret tüzüğünün önünü tıkadı, Türkiye ile müzakerelerin sabote edilmesi için büyük çaba gösterdi. Verheugen'in itirafı o döneme rastlar. Güney Kıbrıs'ın üyeliğinin çözümü hızlandıracağını sanan AB yetkilileri ise, büyük bir yanılgıya düştüklerini üyelikten sonra fark ettiler.
Rehn, o dönemlerin hepsini önce müsteşar, sonra da Komisyon üyesi olarak yaşadı. Bugüne dek açıkça da Güney Kıbrıs'ı eleştirmemişti. Ancak bu defa mesajı, konuşmasının sonunda verdi ve Kıbrıs'ta çözüm ve birleşme sağlanmamasının, geleceği ipotek altına aldığını söyledi. Sadece çözüm ve birleşme ile adanın gerçek anlamda ekonomik büyüme ve refah sağlayabileceğini ifade etti. Beş yıl boyunca Kıbrıs'ta çözüm görüşmelerini takip ettiğini, bunlardan sonuç alınmamasından üzüntü duyduğunu açıklayan Rehn, artık ciddi biçimde görüşmelerin hayatiyet kazanması gerektiğini de vurguladı.
Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısının verdiği tepki, "yarı kişisel" olduğunu da vurgulamasıyla, Komisyon'un, ya sabrının taştığına, ya da Akdeniz havzasında Güney Kıbrıs gibi bir sorunla AB'nin çok zorlandığını nihayet fark etmesine işaret ediyor. Muhtemelen ikisi de doğru.
Ne var ki, ufukta da hiçbir çözüm perspektifi şekillenmiş değil. AB, Kıbrıs konusunda daha adilane bir çözüm için baskı yapmayı deneyecekse, bunu şimdi yapmalı. Türkiye-AB ilişkilerinin ciddi bir ivme kazanmaya ihtiyacı var. Bunu da, üç sene sonra müzakereye açılacak tek bir faslı başarı gibi göstererek yapmak mümkün değil.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA