Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TULU GÜMÜŞTEKİN

Evrensel demokrasi, evrensel değerler

Önümüzdeki hafta dünyada milyarlarca insanın heyecanla beklediği Avrupa Futbol Şampiyonası başlayacak, takip eden haftalarda da Londra Olimpiyatları düzenleniyor. Her iki olay da, ekran başına dünya nüfusunun önemli bir bölümünü çekecek. Giderek daha küreselleşen dünyada, popüler sporlarla birlikte, temel hak ve özgürlük kıstasları da evrenselleşiyor.
2012 Avrupa Şampiyonası, bilindiği gibi Polonya ve Ukrayna tarafından ortak düzenleniyor. Polonya, sosyalist sistem çöktüğünden bu yana, çok sayıda ve çeşitli düzeylerde seçim düzenlemiş, iktidarlar değiştirmiş, sağlıklı bir demokratik işleyiş oluşturabilmiş, AB üyesi olmayı başarmış, gelişen ekonomisiyle AB içinde de sivrilen bir Batı ülkesi... Ukrayna ise bambaşka ve karanlık bir dünya...
Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç, eski başbakanlardan ve siyasi rakibi Yuliya Timoşenko'yu geçtiğimiz aylarda yolsuzluk iddiaları temelinde tutuklattı. Timoşenko sadece tutuklanmakla kalmadı, tutukluluk süresince kendisine sağlık hizmeti verilmesi engellendi, şiddete maruz bırakıldı. Ukrayna, siyasette şiddetin ve yasa dışılığın hüküm sürdüğü bir toplum olmayı sürdürüyor. Turuncu devrim denilen değişim sonucu, eski Başkan Yuşçenko'nun Timoşenko ile kurdukları ittifak, ülkedeki yolsuzlukların ve verimsizliğin üzerine gidemedi.
Ukrayna, Yuşçenko döneminde Rusya Federasyonu'ndan ne kadar bağımsız kalmaya çalıştıysa, o denli sabote edildi. Rusya, iki kez, 2006 ve 2009'da doğalgaz ithalatını zamanında ödemeyen Ukrayna'nın gaz akımını kesti, bunun sonucunda Ukrayna Avrupa ülkelerine giden gazı kullandı ve Bulgaristan başta olmak üzere bir dizi ülke, kışın ortasında soğukta kaldı.
Ukrayna'daki demokratikleşme sürecini başarısızlığı, Putin yanlısı Yanukoviç'i seçimle başa getirdi, O tarihten beri, Sovyet dönemi siyasetini andıran bir rejim var. Muhalefet susturuluyor, temel ifade özgürlükleri bastırılıyor... Rusya ile ilişkiler ise giderek güçleniyor.

Spor propaganda unsuru değil

Ukrayna'da temel demokratik işleyişe bu denli aykırı bir sistem oluştuğu halde, büyük bir uluslararası turnuva düzenlenecek olması, bütün demokratik toplumları çok ciddi biçimde rahatsız etmeye başladı. Avrupa Komisyonu Başkanı Barroso Kiev'e gitmekten vazgeçti, Şansölye Merkel Almanya'nın katılıp katılmayacağı kararını yakında bildirecek. Son tepki Fransa'dan geldi. Yeni Fransa yönetimi, milli takımının Ukrayna'da oynamasına izin vermeyebileceğini bildirdi. Bir veya daha fazla sayıda takımın katılmayı reddetmesi, turnuvayı çok ciddi sıkıntıya sokabilir.
Küreselleşen dünyada spor, artık sadece müsabaka kurallarıyla yönetilmiyor. Tıpkı sanat gibi, evrensel değerlerle çerçevelenmiş bir aktivite haline geliyor. Bu değerlerin içinde yolsuzluklarla mücadele kadar, sporla doğrudan ilgisi yokmuş gibi gözüken insan hakları, ifade özgürlüğü ve demokrasi değerleri de var.
Bu değerlere sahip çıkmak, çağdaş bir toplum için artık bir fazilet değil, bir mecburiyet. Uluslararası düzeyde ciddiye alınan, yatırım çeken ve sesini duyurabilen bütün ülkeler, bu değerleri sindirebilmiş, uygulayan toplumlardan oluşuyor. Çok sayıda insanın neredeyse ibadet eder gibi seyrettiği, onunla yatıp kalktığı en popüler spor futbol bile, bu değerlerin göz ardı edilmesine kılıf oluşturamayacak gibi gözüküyor. Yirmi birinci yüzyıldan umutlu olmamızın önemli nedenlerinden biri de belki bu...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA