Beşiktaş'ın son haftalarda zor da olsa üst üste kazanmasından sonra; "Tekrar şampiyonluğa ortak olabilir", "Kötü oynarken bile kazanıyor" gibi düşünceler gündemde.
Beşiktaş, sezona kötü başladı. Şampiyonlar Ligi'ndeki ve Süper Lig'deki performansı beklentileri karşılamadı. Son haftalarda içerideki seri galibiyetler, Beşiktaş'ı Fenerbahçe derbisini kazanırsa şampiyonluk hedefinin içine sokacak duruma getirdi. Ama skorlara rağmen Beşiktaş'ta oyun görüntüsü hoş değil. Sanki yeni kurulmuş; ilk defa üst üste galibiyetler alan ve bundan dolayı da çok mutlu olan bir takım fotoğrafı veriyor. Takımdaki birçok oyuncu gerçek formundan uzak. Hücum organizasyonları hala yerine oturmadı.
En önemlisi; takım güvensiz ve tedirgin. Aslında sezon başından beri bunların hepsini ortadan kaldırabilirdi Beşiktaş... Çifte kupa büyük bir güven sağlamıştı. Şampiyonlar Ligi'nden ve lig şampiyonluğundan ötürü ek para kaynakları da ortaya çıkmıştı. Hazırlık zamanı da mevcuttu. Bunların hiçbiri doğru kullanılmayınca bugünkü sıkıntılı süreç geldi.
Seri galibiyetler sonrası "İşte yapabiliyor" söylemi doğru bir ifade değil. Bir gerçek var ki; Beşiktaş bu sezon olması gereken yerin çok gerisinde... Geçen sezonun çifte şampiyonu kadrosuna yaklaşık 50 milyon euro ilave harcama yapmış bir takım görüntüsünde değil. Ligde ilk defa şampiyonluğa oynayan, üst üste birkaç galibiyetle bunun baskısını yaşayan bir takım gibi... Kendi futbolunu oynamaktan çok, rakibin peşinden koşup onu durdurup "Fırsat bulursam gol yaparım" anlayışındaki bir takım görüntüsü de aşılamadı.
Bu kadronun potansiyeli bu değil. Beşiktaş'ın hem oyuncu kalitesi, hem de takım kapasitesi çok daha yüksek. Bugün Fenerbahçe'nin olduğu noktada Beşiktaş olmalıydı. Mevcut kalite ve kapasitenin tamamı ortaya konamadığı için sıkıntı yaşanıyor. Şaşılacak olan, Beşiktaş'ın üst üste maç kazanması değil; bu kadar yatırıma, zamana ve güvene rağmen ligde ve Şampiyonlar Ligi'nde böylesine tartışılacak bir noktada olmasıdır.