Daha önce de yazdım. Bazıları ısrarla onların istediği gibi düşünmemizi istiyor. Onlar kesin hükmü vermişler. Emrediyorlar, "Sen de aynı düşün!" Gezi sırasında da bu kibirli, üstten bakan tavır vardı, şimdi de…

Kendinizi ve inandıklarınızı savunmak için bile argüman geliştirmenize izin yok.
Onlar kesin hükümle "Yolsuzluk" tespiti yapıp size de "çaldık" demeyi bırakıyorlar. Başka söz hakkı tanımıyorlar.

Özellikle CHP yandaşları ve Cemaate yakın bazı isimler yazılarında ve konuşmalarında "Asıl mesele yolsuzluk, dikkatleri dağıtmayalım" diyor.
Cemaat medyası da ulusalcı medya da "Erdoğan düşmanı" medyada bu noktada buluşuyor: "Aman dikkat dağıtmayalım. Konumuz üstü örtülen yolsuzluk!"

Peki yargı karar verdi mi? Hayır!
O zaman "yolsuzluk" ve "rüşvet" meselesi şu an için sadece bir iddia. "Yolsuzluk iddiası" bile demiyorlar.

Peki "yolsuzluk var" diyenlerin iddiasını, "yolsuzluk yok" diyenlerin iddiasından daha "namuslu", daha "dürüst" kılan şey nedir? Hangi ölçüye vurarak birincilerin haklı, ikincilerin haksız olduğunu söyleyebiliyorsunuz?

Cemaatin tabanında Sosyolojik bir çözülme var.
En az 50 kişiden gazete aboneliğini bıraktığını, çocuğunu dersaneden aldığını duydum.
Kemalistler, ulusalcılar, geziciler, marjinal sol örgütler ve darbeciler zaten Erdoğan'dan hoşlanmıyor.

Cemaatin yayın organları da aynen Sözcü ve Aydınlık gibi 7/24 hükümete karşı yayın yapıyor.
Öyle normal bir yayın da değil. Hükümeti devirmeye yönelik ölümüne bir saldırı.

Geçen hafta, günlerce ''Bir milyon insan Taksim'e'' çağrısı yapan Taksim Dayanışma Platformu, akşam saatlerinde aldığı 'sürpriz' bir kararla bu eylemden vazgeçtiğini açıkladı. Öyle ki Geziciler, Platform'u topa tuttu Twitter'da! Platform'a, ''Gezi ruhunu zedeleme'' dediler.

Zaman Gazetesi de ertesi gün birinci sayfadan "Şiddet eylemleri yolsuzlukları gölgeler" başlıklı bir analiz haber yayınladı.

Soruyu şöyle sormak da mümkün: "Gezici"lerle aynı pozisyona gelen Cemaat'in saf, hizmet ehli tabanı bundan ne kadar hoşnut? Ya da bu birliktelikten bir iktidar çıkar mı?
Koalisyon bile zor!

O zaman geçiş hükümeti veya darbe dönemlerine benzer ara hükümet isteniyor. Sonra "darbeci" dendiğinde kızıyorlar?

Peki kim gelecek Ak Parti iktidarı yerine? Gezicilerin istediği gibi seçimi beklemeden Hükümet istifa edince yerine kim hükümet kuracak?

Millet, şehit haberlerinin gelmemesine bakıyor.
Çözüm Süreci'ne inanıyor. Ona ihanet edecek her girişime şiddetle karşı çıkıyor.
Analar ağlamasın diye baldıran içmeyi göze alanların tırnağına zarar gelmesin istiyor.
Ama birileri ısrarla iyilikleri, olumlu gelişmeleri gündeme getirmemizi istemiyor.
Daha şimdi Anadolu Ajansı'ndan haber geçti.
Şırnaklı kadınlar Erdoğan'a zarar gelmesin diye Kürtçe mevlit okumuş.
Çünkü Kürtler de biliyor ki Erdoğan giderse süreç de gider.