Son üç günde üst üste üç önemli gelişme yaşandı.
Tüm Türkiye'yi ve yarınlarımızı etkileyecek üç gelişme.
Enerji Bakanı Taner Yıldız, Irak merkezi hükümetinin de rızası ile Erbil'de Irak Kürdistanı'ın petrolünün Türkiye'ye akması için anlaşma sağlandığını açıkladı.
Diğer önemli gelişme ise Türkiye ile AB arasındaki vizesiz geçiş için müzakereler imza aşamasına geldi.
AB Bakanı Egemen Bağış, üç yıl içinde bu iş hallolur diyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da, "tarihi" olarak nitelediği Türkiye vatandaşlarının AB ülkelerine vizesiz seyahat edebilmesi sürecinin ilk adımının, 16 Aralık'ta Ankara'da atılacağını kaydetti.
Ve en son dün Katar'a günübirlik ziyarette bulunan Başbakan Erdoğan, Katar'la enerji alanında yeni bir anlaşma imzaladı.
***
Bu gelişmelerin mutluluğunu yaşayabildik mi peki? Tabi ki hayır!
Çünkü "dershane" ve "fitne" gündemi her şeyden önemliydi.
Dershane üzerinden bu kadar fitne fesat yayılmasına şaşırıyor insan.
Daha doğrusu "dershane" diye başlayan ardından "2004 MGK kararları"na dönüşen en son da "fişleme" meselesine evrilen tartışma(!)
***
Kirli bir oyun ve kutsal ittifak çabaları sırıtıyor aslında.
Temiz insanları manipüle ederek kirli ittifaklar peşinde koşanlar var.
Mesela bazıları açık açık Cemaat oylarını CHP'ye kanalize etme gayretiyle çalışıyor.
Kürtlerin oylarını da CHP'ye kanalize etmeye çalışanları da gördük.
Hele, AK Parti'nin dindar düşmanı olduğuna inanmamızı beklemeleri tam trajikomik.
***
Yani Taraf'lı fitne operasyonunda özetle "Başbakan Erdoğan ve AK Parti iktidarı dindar düşmanıdır. Hem de cemaatleri fişleyen, 28 Şubatçı'lardan fersah fersah ilerde düşmanlardır! Siz oylarınızı CHP'ye verin" diyorlar…
Evet eğer yersek iddialar böyle özetlenebilir.
Ama işte gelgelelim ki devir değişti millet yemiyor!
Ve açılan her sandık kirli oyunlar kuranların hüsranı oluyor…