Kemal Kılıçdaroğlu'nun Afrin hakkındaki sözlerini hatırlıyor musunuz? "Afrin'in içine girmek farklı bir şey. Siz yaklaşık 500 bin nüfusa sahip bir kente niye gireceksiniz? Kimin terörist olduğunu nasıl bileceksiniz? Afrin merkeze girilmesin."
Bu sözler Zeytin Dalı Harekâtı başladığında Kılıçdaroğlu'nun ağzından çıktı. Kameralar önünde söyledi bunları Kılıçdaroğlu. Belli ki birileri ona operasyona yekten karşı çıkmasının mümkün olamayacağını, fakat Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Afrin'e girmesini engellemek üzere bir kamuoyu oluşturabileceğini salık vermişti. Kılıçdaroğlu'na Gezi kalkışması günlerinde, 17-25 Aralık sürecinde, 6-8 Ekim olayları zamanında, 15 Temmuz darbesi sonrasında kim akıl verdiyse bu aklı da onlar vermişti.
Halbuki Zeytin Dalı Harekâtı'nın amacı belliydi. Afrin'i terörden arındırmak ve terör örgütü PKK/YPG'nin işgal ettiği Afrin'i özgürleştirmek.
Bunun için Afrin'in çevresini değil, merkezini hedefe oturtmak gerekiyordu.
***
Afrin, PKK'nın yatırım yaptığı, sadece stratejik olarak değil sembolik olarak da büyük önem atfettiği bir merkezdi. Afrin'in merkezinin terör unsurlarından arındırılması PKK'ya vurulabilecek en ağır darbelerden biriydi. Ve bu darbe başarıyla vuruldu.
Oysa Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşları Türk Silahlı Kuvvetleri'ni bu hedeften vazgeçirmek için çok uğraştı. PKK'nın kara propaganda kutusu gibi çalıştı. PKK, Afrin operasyonu başladığı günden itibaren Batı medyasını da kullanarak
Türkiye'ye ve Türk ordusuna karşı bir psikolojik harp yürüttü.
Sürekli olarak Afrin merkezinde çok güçlü olduğu, eğer Türk ordusu Afrin merkezine girerse ona sözüm ona büyük bir hezimet yaşatacağı mesajını pompaladı.
Kemal Kılıçdaroğlu bu sözleri sadece PKK'nın propagandasına kandığı için söylemedi. Kılıçdaroğlu PKK'ya bu darbenin vurulmasını istemedi. Zatı muhterem bu operasyonun Türkiye'nin istikrarına hizmet edeceğini biliyordu ve ne yazık ki bütün siyasi hazırlığını kaotik bir ortama göre yapmıştı.
Evet, bir kez daha 2019 seçimleri için kaostan, terörden medet umuyordu.
***
CHP'nin öfkesi dinmedi. Şimdi öfkelerini Zeytin Dalı Harekâtı'nı yürüten
Metin Temel Paşa'ya yöneltmiş durumdalar. CHP'nin
Cumhurbaşkanı adayı
Muharrem İnce, Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda orgeneral Metin Temel'in apoletlerini sökeceğini söyledi. Neymiş gerekçe? Paşanın bir iftar programında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın masasına oturması ve onun konuşmasını alkışlaması! Vay be!
İnce tek değil. Partisini temsil ediyor. Örneğin Kılıçdaroğlu'na danışmanlık yapan bir parti meclisi üyesi de "
amigoluk yapacaksan TSK'nın şerefli üniformasını çıkar öyle yap!" diye tivit atmış.
Buradaki öfke, bu kin Metin Temel'in şahsına değil. Zeytin Dalı Harekâtı'nı büyük bir başarıyla gerçekleştirip PKK'ya ağır bir darbe indiren Türk Silahlı Kuvvetleri'ne. Batılı güçlerin destek verdiği "
PKK terör koridoru" projesine teslim olmayıp da başkomutan
sıfatıyla Türk ordusunu Afrin'e gönderen
Recep Tayyip Erdoğan'a.
Tam da bu gerekçeyle CHP beyannamesinde açık açık şunları söylüyor: "
TSK'nın Suriye'deki misyonunun gerekli diplomatik adımlarla desteklenerek, en kısa zamanda başarıyla sona erdirilmesini temin edeceğiz."
Gerçek CHP'yi bundan daha iyi gözler önüne seren bir ifade olabilir mi?