Türkiye, güneyinde oluşturulmaya çalışılan terör koridoruna ikinci darbeyi indirmeye hazırlanıyor.
Bu hazırlıklar sürerken ABD Türkiye'yi bu kararından vazgeçirmeye çalışıyor.
Ne yapıyor? Alışageldiğimiz oyalama taktiklerini kullanıyor.
Sahada YPG'nin önünü açarken mikrofonlar önünde Türkiye'ye "korkacak bir şey yok" diye telkinlerde bulunuyor.
Bundan bir buçuk yıl kadar önce ABD'liler bu oyalama taktiğini çok net biçimde formüle etmişlerdi.
YPG'yi silahlandır, Türkiye'yi teskin et!
ABD önce YPG'ye özel bir statü vereceğini açıkladı. Türkiye sert bir tepki gösterdi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan Afrin operasyonunu duyurdu.
Bunun üzerinde ABD Dışişleri Bakanı Tillerson çıktı, "Türkiye'nin kaygılarını anlıyoruz" dedi. Esasında, bir kez daha "aman adım atmayın, şöyle uzun uzun müzakere edelim" demiş oldu. Tillerson'ın peşi sıra Pentagon sözcüsünden açıklama geldi.
YPG'yi "çatışma gücü"nden "istikrar gücü"ne ve "alan kontrol gücü"ne çevireceklerini duyurdu. Herhalde YPG'ye verilen TIR'larca dolusu ağır silah da bu süreçte kullanılacak! (Dışişleri sözcüsünün açıklamasından bahsetmiyorum bile...)
***
Bundan 6 ay kadar önce Erdoğan- Trump görüşmesinin hemen öncesinde Washington'daydım. ABD'nin YPG'yi silahlandırmaya devam etmesi gerektiği fikri bugün olduğu gibi o gün de baskındı.
Fakat Trump'ın Erdoğan'ı teskin etmesi gerektiği de söyleniyordu. Onun için bir dizi argüman dile getiriliyordu.
Rakka operasyonu YPG'yi Türkiye sınırından uzaklaştıracak!
ABD, YPG kantonlarının birleştirilmesi fikrine karşı!
Verilen silahlar kesinlikle PKK'nın eline geçmeyecek!
ABD, PKK'yı bir terörist örgüt olarak görmeye devam ediyor!
PKK'nın Sincar dağındaki oluşumundan ABD de rahatsız!
O gün Cumhurbaşkanı Erdoğan bunların Türkiye için hiçbir gösterge değerinin olmadığını, problemin kaynağında ABD'nin YPG'yi silahlandırmaya ve desteklemeye devam etmesi olduğunu net olarak ifade etti.
ABD'liler YPG'yi silahlandırdılar, ancak Türkiye'yi teskin edemediler.
Bugün gelinen nokta ortada.
Karşımızda çok net bir gerçek var. Türkiye Suriye sınırının yüzde 65'i PKK tarafından kontrol ediliyor. Dahası bu terör örgütü günden güne alanını genişletiyor, ağır silahlarla donatılıyor, varlığına meşruiyet kazandırılmaya çalışılıyor. Türkiye her şeyden önce kendi ulusal güvenliği için bu terör koridoruna müdahale etmek zorunda.
Ne pahasına olursa olsun!
Operasyona
Afrin'den başlanacak olması da son derece
kritik bir tercih.
Zira Afrin PKK'nın büyük umut bağladığı stratejik bir nokta. Terör örgütünün Akdeniz'e açılma kapısı. Bunun yanında Afrin Türkiye'de terör eylemleri gerçekleştiren PKK'lı teröristlerin, intihar bombacılarının da yetiştirildiği yerlerden biri. Örgüt elemanları bu bölgeden Amanos dağları üzerinden Türkiye'ye sızıyorlar.
Bu gerçekler ortadayken
ABD'nin tehditleriyle, yahut oyalama taktikleriyle Türkiye'nin geri adım atması düşünülemez. Halihazırda Türkiye'nin
önünde önemli bir tarihsel fırsat var. Bu fırsat
kaçarsa uzun vadeli bir terör ve istikrarsızlık
dalgasıyla yüzleşmek zorunda kalırız.