Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FAHRETTİN ALTUN

Amaç Trump’ı yalnızlaştırmak mı?

Obama'nın kendi gitti ama gölgesi duruyor. Zihniyeti ve adamları Amerikan siyasetinde etkili olmaya devam ediyor.
Barack Obama özellikle ikinci döneminden itibaren Türkiye'ye karşı kirli bir yıpratma savaşı uyguladı. Enerjisini Türkiye'de bir yönetim değişikliği oluşturmaya hasretti. Bu uğurda terör örgütlerine alan açtı.
Sırf "Erdoğan'ın elini güçlendirmemek" adına Suriye politikasını değiştirdi, Esed rejimine dolaylı yollardan destek oldu. Türk-ABD ilişkileri Obama döneminde rayından çıktı.

***
Şimdilerde Türkiye ABD'deki yönetim değişikliğini fırsat bilerek bu ilişkileri onarmak istiyor. Bu çerçevede Cumhurbaşkanı Erdoğan ve heyeti Washington'a gidiyor.
Bu seyahatte ben de sayın Cumhurbaşkanına eşlik eden heyette yer alıyorum. Heyet önce Çin'e, oradan da doğrudan Washington'a geçecek.
***
Donald Trump, başkan seçildiği ilk günden itibaren çevrelenmeye, koltuğuna oturduğu ilk andan itibaren topal ördeğe dönüştürülmeye çalışıldı. Amaç, Trump'ın müesses nizam açısından aykırı fikirlerini törpülemek, onu "derin Amerika"nın sınırlarına çekmekti.
Bu doğrultuda statükocu medya kampanya döneminden itibaren savaş açtığı Trump'ı, başkan seçildikten sonra da hedefe oturttu. Onu gayrimeşru göstermek için elinden geleni ardına koymadı.
Bu süreçte Trump, Rusya ve Türkiye üzerinden sıkıştırılmaya çalışıldı. Bir yandan Trump'ın arkasında Rusya'nın olduğu imajı yerleştirilmeye, öte yandan Trump'ın Putin ve Erdoğan gibi "otoriter" olduğu söylenen liderlerle iş tutacağı söylenmeye başlandı.
Amerikan medyasında Trump karşıtı kampanyayı yürütenler genelde Türkiye ve özelde Erdoğan karşıtı tutumlarıyla maruf aktörler. Bu aktörler siyasetteki ve bürokrasideki uzantılarıyla işbirliği halinde Trump'ı koltuğunda yalnızlaştırmak için yoğun gayret içindeler.
Erdoğan'ın ziyaretinden hemen önce, Pentagon'un YPG'ye ağır silah yardımı yapılması ile ilgili düzenlemeyi Trump'a imzalatmış olması bununla ilgili. Obama'nın adamları bu adımla iki liderin manevra ve işbirliği alanlarını kısıtlamaya, Erdoğan'ın ziyaretini sabote etmeye çalıştı.
***
Bugün YPG'ye ağır silahlar verilmesi gerektiğini savunanlar Obama döneminin Suriye politikasını üreten aktörlerin ta kendisi. Ve ne yazık ki Trump'a da yanlış bir adım attırmış durumdalar.
Ortada, çok ciddi bir strateji hatası var. Suriye krizini sadece DEAŞ sorunu olarak gören, DEAŞ'la mücadeleyi Rakka operasyonuna indirgeyen, Rakka operasyonunun da YPG ile yürütülmesi gerektiğini öne süren bir yaklaşımla karşı karşıyayız.
"YPG'ye destek verilmeli" diyenlerin argümanlarına dönüp bakalım. Ne diyorlar? 1) YPG, kolay yönetilebilir, etkili ve DEAŞ'la mücadelede istekli bir aktör. 2) Biz YPG ile iş tutmazsak, Rusya tutar, YPG'yi Rusya'ya kaptırırız. 3) Rakka operasyonunu Türkiye ile yapmak bize zaman kaybettirir, hemen harekete geçmemiz gerekir!
Bir kere YPG gücünü ABD desteğinden alıyor. ABD'nin desteği olmaksızın sahada etkili olması da, dikkate alınması da mümkün değil. İkincisi ABD Rakka operasyonunu bundan 8 ay önce gündeme getirmişti ve o zaman da "Türkiye ile hareket etmek zaman kaybettirir" diyorlardı.
Yeni durumda Türkiye YPG'yi doğrudan tehdit olarak algılayacak ve ona göre sert güçle sahada olacak. Bunun kaçınılmaz olduğunu gördüğü noktada ABD de yeni bir strateji geliştirmek zorunda kalacak. Ne var ki bu süreçte yapılan yanlışlar bölgedeki sorunları daha da derinleştirecek ve terörizmin küreselleşmesine hizmet edilmiş olacak...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA