Daha üzerinden bir yıl bile geçmedi. Kemal Kılıçdaroğlu, "bizim kanımızı dökmeden bu sistemi getiremezsiniz" demişti.
Hangi sistemi? Hangi sistemi olacak, 16 Nisan'da referanduma sunulan anayasa değişikliğinde önerilen Cumhurbaşkanlığı sistemini.
Kılıçdaroğlu bu sözleri sarfettikten 2 ay sonra 15 Temmuz darbe ve işgal girişimi gerçekleşti. Buna rağmen Kılıçdaroğlu davasından vazgeçmedi. Geçtiğimiz aralık ayında bu kez de "Türkiye'de akan kanın durması Başkanlık sistemine dur demekten geçer" dedi. Ne anlarsanız artık!
Ondan bir ay sonra da CHP milletvekili Engin Altay TBMM'de Cumhurbaşkanlığı sistemini "parti devleti" olarak niteledi ve bu sistem gelirse "iç savaş kaçınılmazdır" dedi. Daha birçok CHP'li benzer sözler sarfetti.
Yapılmak istenen, 7 Haziran 2015 sonrasında HDP'lilerin ve onlara destek veren yerli yabancı grupların yaptığı gibi "Erdoğan davasından vazgeçmezse iç savaş kaçınılmaz" mesajı vermekti.
Aynı mesajı Kandil'deki PKK elebaşlarından da, Pensilvanya'daki FETÖ elebaşından da çok duyduk.
***
Ne var ki daha dün "
iç savaş" senaryolarından büyük bir tutkuyla söz edenleri bugünlerde sahnelerde görmüyoruz. CHP'liler, HDP'liler, "
hayır" cephesini oluşturan içerideki ve dışarıdaki unsurlar "
iç savaş" sözünü kullanmayı bıraktılar mı?
Sahiden de bu aktörlerin sembolik yahut fiili şiddet unsurlarına başvurmadan siyaset yapmaları mümkün mü? Nerede o günler!
2013'ten bu yana "
Erdoğan düşmanlığı" çatısı altında buluşan, "
Erdoğan karşıtlığı"nı siyasi kimlik olarak benimsemiş olan ne kadar aktör varsa hemen hepsi "
iç savaş" senaryosunu işlemeye devam ediyor. Sokakta, dedikodu mekanizmalarını devreye sokarak "
iç savaş senaryoları" ile seçmeni korkutmaya çalışıyorlar.
Elbette bu siyasal iletişim stratejisinin arkasında da FETÖ var. CHP-HDP bloğunu yıllardır bu türden stratejilerle manipüle ediyor FETÖ. Sonuçta, gün sonunda hep birlikte avuçlarını yalıyorlar fakat yine de uslanmıyorlar.
CHP'ye, Kemal Kılıçdaroğlu'na sormak hakkımız değil mi? Niçin bundan birkaç ay öncesine kadar iştahla, bütün platformlarda açık açık kullandığınız "
iç savaş" retoriğini gizliden gizliye sürdürüyorsunuz? Çekinceniz ne? Maksat, AK Parti ve MHP seçmenine şirin gözükmek mi?
Ne hikmetse PKK terör örgütü de benzer bir strateji uyguluyor. Aklı FETÖ'den alınca böylesi benzerlikler çıkıveriyor karşımıza. Belki de FETÖ onlara başka vaatlerde bulunuyor, kim bilir?
***
Cumhurbaşkanlığı sistemi hayata geçtiği, Türkiye'nin hükümet sistemi krizi çözüme kavuşturulduğu vakit siyasal iktidarın da muhalefetin de dönüşmesi mecburi hale gelecek. Her ikisi de toplumun merkezine seslenmek için çabalayacak ve böylesi gayrı meşru yol ve söylemlere başvurmayı bir kenara bırakacaklar.
Ne dersiniz, daha sistemin kendisi gelmeden CHP kendisine çeki düzen vermek zorunda mı hissediyor? Geniş toplum kesimlerini karşısına almadan hareket etmek zorunda olduğunu mu düşünüyor?
Sayın Kılıçdaroğlu durun lütfen. Bu daha başlangıç! Belki siz genel başkan olarak kalamazsınız ama partiniz için bu sistemin çok yararı olacak, emin olun...