Pazartesi günkü yazımda "yeni dönemde endişeli AKP'lilerin tavrı ne olacak" diye sormuştum. Özetle, "parti tabanında bir karşılık bulamadılar, bundan böyle parti elitlerine ve özellikle mürekkep yalamış İslamcılara yönelecekler" demiştim.
Söylemlerini de "Erdoğan karşıtlığı"ndan devşirmeye devam edeceklerini söylemiştim.
İlginç tepkilerle karşılaştım. Birileri bu sözleri yeni döneme damgasını vuracak bir "anti-entelektüalizm" işareti olarak gördüler. Tam da "Erdoğan'ı yeterince entelektüel olmamak"la itham edenler yaptı bunu.
Sanıyorum Erdoğan'ı Beştepe Felsefe Kulübü başkanı sanıyorlar. "İslamcı kanaat önderleri"ni dolaşıp alttan alta "Erdoğan'ı çekiştirenler"den bahsediyorum. Bu kişiler AK Parti'nin içinde, yahut dolaylarında Erdoğan'ın açtığı alanda güç kazandılar. Bir süre sonra da, çeşitli gerekçelerle, "Erdoğansız AK Parti hayali"ne ortak oldular.
Erdoğan sonrası AK Parti'ye hükmetme arzusu içindeler! Bu zevat kaçtır pozisyon kayıplarını ülkenin en büyük meselesi olarak göstermeye çalışıyor. Bunlara sesleniyor ve "ne yapıyorsanız gizli gizli yapmayı bırakın, açık olun" diyoruz.
Siyaset de, entelektüel tartışma da açık yapılır. Gizli kapaklı yapılanına ya kumpas denir, ya dedikodu...