MHP ile ilgili ne vakit bir analiz yapsam, sağdan soldan itirazlar yükseliyor. "Hangi hakla MHP'nin iç işlerine karışıyorsunuz" diye feveran ediyorlar.
Bunu partideki "muhalifler" yapsa anlayacağım. Partinin içinde siyasi ameliyat yapmaya kalkan paralel yapı mensubu ve destekçisi tipler bizi MHP hakkında konuşmaktan alıkoymaya çalışıyorlar.
MHP'de neler olup bittiği ile elbette yakından ilgileniyoruz. İlgilenmeliyiz. Sadece MHP'nin Türkiye siyasi hayatındaki yeri dolayısıyla değil. Aynı zamanda herhangi bir siyasi partinin demokrasi dışı güçlerin operasyon nesnesi haline gelmesine itiraz ettiğimiz için.
Beni kaygılandıran husus, Devlet Bahçeli'nin siyasi kariyeri değil. Paralel yapının MHP'yi teslim almak için operasyon yürütüyor olması.
HSYK seçimlerinin üzerinden çok uzun süre geçmedi. O seçimlerde 5000'e yakın "hâkim ve savcı"nın paralel yapıyla ilişkili olduğu tescillenmişti.
Şimdi bir bakıyoruz ki, MHP'de ikide bir muhalifler için yarayışlı "yargı kararları" üretiliyor. Buna tesadüf mü diyeceğiz?
Gayrı milli muhalefet bloğu şu anda "yeni MHP duası"na çıkmış vaziyette. Paralel yapının önde gelen manipülatörlerinden biri "hayatım boyunca MHP'ye oy vermedim... Keşke gönül rahatlığıyla oy verebileceğim demokrat bir parti haline gelebilse! Kongresi bir umut..." diye yazmış.
Hocasından aldığı direktifi paylaşmış demek daha doğru belki de.
PKK'lıların bile "yeni MHP"ye ilgi duyduğu bir dönemi yaşıyoruz. Neden? Çünkü Türkiye düşmanları, "yeni MHP operasyonu"nu, "Erdoğan iktidarını devirmek" için bir fırsat olarak görüyorlar.
Daha önce "yeni CHP"yi yarattılar. Kemal Kılıçdaroğlu'nu parlattılar. Kılıçdaroğlu'nun "dindarlar"la ve "Kürtler"le sorunu olmadığını anlattılar insanlara.
Sonra milleti "HDP'ye ısındırma"ya çalıştılar. Demirtaş'ı "yoksulun dostu", "barışsever", "demokrat" bir tip diye pazarladılar. Onun da "dindarlarla barışık olduğu" söylemini yaydılar.
Şimdi ise "Meral Akşener"i parlatma derdindeler. Türkiye düşmanı, gayrı milli muhalefet bloğu sadece muhalefet partileriyle değil, iktidar partisiyle de uğraşmaya çalıştı. İktidar partisinde de çatlaklar oluşturmak için gayret sarfetti. Fakat başarılı olamadı.
Şu anda Ahmet Davutoğlu'nun görevi bırakma sürecinin sancısız biçimde ilerliyor olmasından fevkalade rahatsızlar. Bir yandan Ahmet Davutoğlu'nu ve çevresini kışkırtmaya çalışıyorlar. Öte yandan yeni genel başkanı "güçsüz" göstermeye gayret ediyorlar.
Daha önce Davutoğlu'na yaptıklarının aynısını yapıyorlar. Hatırlayalım, Davutoğlu gelmeden önce onu "emanetçi" olarak yansıtmışlar ve "düşük profil"li bir aktör olacağı propagandası yapmışlardı.
Neyse ki, halkın büyük kısmı yapılmak istenen "operasyon"ların farkında.
Milli ve yerli aktörlerin en önemli sermayesi de bu!