Biz gözlerimizi 13. İslam Zirvesi'ne dikmişken, meğer neleri kaçırmışız! Sağ olsun "bazı pek özgür gazeteler" bizi sarsıp kendimize getirdiler.
Meğer biz, "İslam dünyasının kalbi İstanbul'da atıyor" diye sevinirken, "Türkiye, Batı'dan kopuyor, Doğu'ya koşuyor"muş!
Biz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın verdiği mesajların İslam dünyası açısından ne denli önemli olduğunu konuşurken, bir yandan da "Türkiye, Batı'dan yüzünü uzaklaştırıyor"muş!
Allahtan bu bazı pek özgür gazeteler "hakikatte birlik" ilkesi gereğince birbirinin tıpkı basımı gibi çıkıyorlar. Birini görmesek diğerini görüp kendimize geliyoruz.
"Türkiye'nin yoldan çıktığı"nın bilgisini veriyorlar bize. Hep birlikte Avrupa Parlamentosu'nun İlerleme Raporu'ndan ve ABD Dışişleri Bakanlığı İnsan Hakları Raporu'ndan Türkiye eleştirilerini birinci sayfadan duyurma kararı almışlar.
ABD'nin 1 Kasım'ı adil görmediğini, bir de AB'nin Erdoğan'ı kınadığını söylüyorlar. Böylelikle, Türkiye'nin Batı'dan koptuğunun kanıtını sunmuş oluyorlar bize.
Öte yandan, Türkiye'nin Doğu'ya koştuğunun kanıtını sunmayı da ihmal etmiyorlar. "Zirvenin Kuran okunarak başladığı"nı söylüyor, Erdoğan'ın "mezhepçilik fitnedir, ne Sünniyim, ne Şii, Müslümanım" demek suretiyle ülkemizi Doğu'ya doğru sürüklediğini gözler önüne seriyorlar.
Nasıl da kafiyeli anlatmışlar ama! "Batı'dan kopuyor, Doğu'ya koşuyor."
Neydi öyle "eksen kayması" falan. Milleti "Türkiye'nin ekseninin kaydığına" ikna edeceğiz diye canları çıktı gariplerin. Bir türlü de muvaffak olamadılar.
Millet, anlamadı, yine bildiğini okudu.
***
Bu kadar da acınacak haldeler işte.
Türkiye, ne denli önemli bir bölgesel güç olduğunu gösteriyor. Küresel sistem
içindeki adaletsizlikleri ve çözüm önerilerini
net biçimde ortaya koyuyor. Erdoğan'ın vizyonu
bir kez daha küresel alanda karşılık buluyor.
Bu memleketin asalakları hedef şaşırtmaya çalışıyor.
Türkiye ne vakit olumlu bir gelişmenin parçası olsa, bunu değersizleştirmeye çalışıyorlar.
Evvela, "İslam İşbirliği Teşkilatı miadını doldurmuş, işe yaramaz bir kurumdur" diye propaganda yaptılar. Sonra, bu toplantıya da zaten üst düzey bir katılım olmayacak dediler.
Toplantı üst düzey bir katılımla gerçekleştikten, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mesajları son derece olumlu bir karşılık bulduktan sonra bu kez, "Türkiye Batı'dan kopuyor, Doğu'ya kayıyor" tezviratı yapmaya başladılar.
Bugün dünyanın karşı karşıya kaldığı küresel risklerin ortadan kaldırılmasında, bölgemizde ortaya çıkan kanlı çatışmaların sona erdirilmesinde ve sosyo- ekonomik adaletsizliklerin giderilmesi noktasında
İslam İşbirliği Teşkilatı'nın ve bu teşkilata üye ülkelerin atabileceği çok önemli adımlar var. Bu adımların atılmasını teşvik etmek, insanlığa, küresel barışa, bu ülkeye hizmet edecek bir şeydir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın zirvede yaptığı konuşma bir manifesto niteliğindeydi. Sadece İslam dünyasının sorunlarına değil, küresel düzenin aksaklıklarına da işaret etti. Bir yandan
İslam dünyasının "özne"liğine vurgu yaparken, öte yandan
Batılı ülkelerin de sorumluluğunu hatırlattı.
Erdoğan nefretinden aklını yitirmiş çapulcular, paralel yapı mensupları, teröristler ve onların yardakçıları elbette bunu görmeyecekler. Ancak enerjisiyle bu ülkeye ve bölgesine katkı sunacak insanların bu asalakların perdeleme gayretleri karşısında uyanık olmaları, enerjilerine sahip çıkmaları gerekiyor.