Şimdi nasıl da vatansever pozları kesiyorlar. Güya vatan adına üzülüyor, devletten hesap soruyorlar. İhmal var diye feryat ediyorlar. Ankara'daki elim terör saldırısından sonra timsah gözyaşı döküyorlar.
Sizi artık çok iyi tanıyoruz. Bugün Türkiye'yi tehdit eden terörü siz elinizle büyüttünüz. 7 Haziran seçimlerine giderken "barış için HDP'nin barajı aşması gerekir" dediniz. O vakitler "bu HDP'nin meclise girmesi çözüme değil, çözümsüzlüğe hizmet eder" dediğimizde bizi aforoz etmeye kalktınız. HDP'ye barajı aştırdınız. AK Parti'nin tek başına iktidarını engellediniz. Sonrasında, PKK sizin açtığınız alanda "devrimci halk savaşı" adı altında yeni bir katliam furyası başlattı.
***
Hadi 7 Haziran öncesinde saflığınıza geldi. HDP'nin Türkiyelileşme yalanına kandınız. Ama nasıl olduysa 1 Kasım seçimlerine giderken HDP demeye devam ettiniz.
Belki HDP'nin de oyuna getirildiğini düşündünüz. Kendinize HDP'yi özgürleştirme misyonu biçtiniz.
Bir an için bunları meşru görelim. Fakat sizin
PKK'nın cürümlerini görünmez kılmak için harcadığınız emek ne olacak?
PKK'yı "haklı davası uğruna savaş veren bir halk hareketi" diye sattınız.
DAİŞ'i gösterip PKK'yla vurdunuz.
Durmadınız. PKK "devrimci halk savaşı"nda çuvallayıp da enerjisinin büyük bölümünü Türkiye'yi sınırları dışından kuşatmaya teksif ettiğinde yine ona destek verdiniz.
PKK'nın Suriye vasatında ürettiği propaganda malzemelerini Türk dış politikasını eleştirmek için kullandınız.
Türkiye'nin iç güvenliğine yönelen tehditler gün gibi ortadayken siz hâlâ küçük hesaplarınızın peşindesiniz.
***
3 yıldır Türkiye'ye, millete darbe yapmak isteyenler bugün yeni bir boyuta evrilen terör tehdidi karşısında devleti ve milleti zaaf içinde gösterme çabası içindeler. Birkaç gündür şu lakırdıları ediyorlar.
Paralel yapıyla mücadele adı altında güvenlik bürokrasisinde birçok tasfiye yapıldı. Bu da güvenlik zaafı oluşturuyor.
2002'den önce terör yoktu, AKP geldi, terör hortladı.
İstihbarat zafiyeti var.
Bunlar hep çözüm sürecinin maliyeti.
Savaşa hayır.
Bu ortamda yeni anayasa mı yapılır?
Önceliğimiz terör olmalı, başka işleri bir kenara bırakalım vs...
Bu güruh 7 Haziran-1 Kasım arasında çok daha saçma, çok daha ağır laflar ediyordu.
İçimizi yakan bir terör eylemi sonrasında hemen ortalığa dökülüp devleti, Cumhurbaşkanını katil ilan ediyorlardı.
Şimdilerde nedense öyle ikide bir "katil devlet" diye bağırmıyorlar. Nedense dedim ama nedeni basit: HDP operatörü Selahattin Demirtaş son iki büyük terör saldırısından sonra bu sözleri edemez oldu. Sultanahmet saldırısından sonra da, Ankara saldırısından sonra da süt dökmüş kediye döndü.
Halbuki Sultanahmet saldırısını
DAİŞ'in yaptığı ortaya çıkmıştı. Fakat yapan kişi
Suriye istihbaratı ile ilişkiliydi. Tesadüfe bakın ki bu eylemi yapan
YPG'li terörist de Suriye istihbaratı ile ilişkili.
***
Hangi marka adı altında yapılırsa yapılsın terörün hedefi Türkiye'nin istiklalidir. Şu ortamda
yerlilik ve millilik en önemli sermayemiz.
Siyasal geçmişlerimizin, ideolojik angajmanlarımızın, kültürel aidiyetlerimizin ve sınıfsal pozisyonlarımızın çok üstünde bir yerliliğe ve milliliğe ihtiyacımız var.
Ama... Ertuğrul Özkök gibi, yukarıda anlattığım işleri yapıp da şimdilerde kendilerini eleştirenlere "
hiç mi milli duygudan ve milli şuurdan nasibini almadın kardeşim" diye sataşanlara da prim verecek halimiz yok!