Bundan bir yıl önceydi.
Ne demişti Gürsel Tekin: "8 ve 9 Haziran'da ilk işimiz bu kirli gazetelerin tamamına el koymak olacaktır. Tamamına. Sadece el mi koyacağız aynı zamanda bu kirliliğe bulaşmış ne kadar işadamı varsa onlara da patır patır hesabını soracağız."
Atanamayan CHP'li Koray Çalışkan da yine bir sene evvel bir başka skandala (daha) imza atmıştı: Uçak kapısının girişinde yerde duran Türkiye, Akit ve Yeni Şafak gazetelerinin fotoğraflarını paylaşıp, "THY uçağına binerken kapının önünde çöp yığını" diye tivit atmıştı.
7 Haziran seçiminden bir gün önce Selahattin Demirtaş, miting meydanında eline Star, Yeni Şafak, Sabah, Akşam ve Takvim gazetelerini almış, manşetlerini okuyarak insanlara yuhalatmıştı.
Manşetini okuyup yuhalattığı her bir gazeteyi de yere çalmıştı.
Bu konuşmadan kısa bir süre sonra Star gazetesinin bahçesine bomba kondu.
Star Medya Grup başkanı Murat Sancak, saldırıya uğradı.
1 Kasım seçimlerine giderken Sabah gazetesine saldırıldı.
Bu perşembe sabahı da Yeni Şafak'a yüzü maskeli teröristlerce molotoflu ve silahlı saldırı düzenlendi.
Ondan yarım saat sonra da Yeni Akit gazetesi aynı şekilde saldırıya uğradı.
***
Bu, terörün medyaya musallat oluşunun en somut halidir.
Yeni Şafak ve Yeni Akit'e yapılan saldırılar karşısında ilk 24 saatte verilen tepkiler neyin ne olduğunu çok açık şekilde ele veriyor.
Saldırıya uğrayanlar medya kuruluşları.
Saldıranlar yüzü maskeli teröristler.
Organize bir eylem.
Saldırıda ateşli silahlar kullanılmış.
Daha ne olsun?
Peki bu saldırı karşısında
Türkiye'nin üfürükten demokrat muhalefeti ne yaptı?
Kafayı yana çevirdi.
Hürriyet'in kapısına yatır muamelesi yapanlar dut yemiş bülbüle döndü.
Basın özgürlüğü diye veryansın edenlerden çıt çıkmadı.
Basın baskı altında diye
jurnalcilik yapanlar dış politika mevzularına sardı.
Yahu bir şeyler söylemeden de olmaz diyenlerin tercümanlığını yapmaksa Kemal Kılıçdaroğlu'na düştü.
***
Hep söylerim.
Memleketin komünistleri bugüne kadar "isyan" dedi durdu.
Keşke azıcık da insaf deseydiler.
Belki başka olurdu her şey.
Kemal Bey duymuş sitemimi.
Kırmamış niyazımı.
"
İnsaf, insaf ya" diye haykırmış!
Biz âşıkı biçarelerin gönlünü eylemiş.
"Bakın şimdi, bugün iki gazetemize daha saldırı yapıldı. Emin olun üzgünüm. Neden iki gazeteye daha saldırı yapılsın? Bir an önce faillerinin bulunup, yargıya teslim edilmesini istiyoruz. Şimdi ben bunu istiyorum, yarın 'bu gazetelere saldırının sorumlusu da CHP'dir' diyecekler. İnsaf, insaf ya."
Evet İnsaf.
Yeni komünist paradigmanın özeti bu.
"
Evet İsyan"dan "Evet İnsaf"a.
Buna Gürsel de alışacak mı?
Selahattin de sevecek mi bu paradigmayı?
Koray gazetelere "çöp" demekten vazgeçecek mi?
Sorular, sorular...