Kamuoyunda 'Kentsel Dönüşüm' adıyla bilinen, "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı", TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı. Konu tüm Türkiye'yi ve Ege Bölgesi kentlerini ilgilendiriyor; ama İzmir için, çok çok önemli.
Çünkü İzmir, İstanbul ile birlikte, kanunun uygulanacağı öncelikli kentler arasında geliyor. İzmir'in durumu, aslında kanunun çıkması için, bir nevi 'ilham kaynağı' oldu, diyebiliriz.

KİRA YARDIMI
Yasa, içerik olarak, 'afet riski altındaki alanlar' ile bu alanlar dışında 'riskli yapıların' bulunduğu arsa ve arazilerde, sağlıklı ve güvenli yaşama çevreleri oluşturmak üzere, iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair esasları düzenliyor. Yasanın en tepesinde, uygulamaları organize edecek kurum olarak bakanlık yer alıyor. Ama çok ayaklı yasanın, bir ucunda yerel yönetimler, bir ucunda tüm kamu kurumları ve vatandaşlar bulunuyor. Yasaya göre, tüm riskli yapıların tespiti, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanacak yönetmelikte belirlenen çerçevede gerçekleşecek. Öncelikle yapı malikleri veya kanuni temsilcilerince, masrafları kendilerine ait olmak üzere, bakanlıkça lisanslandırılan kurum ve kuruluşlara yaptırılacak. Dönüşümün en önemli hedeflerinden biri, gecekondu niteliğindeki yapıları temizlemek olacak. Dönüşüm sırasında, gecekondu sahibine konut verilene kadar, evi yıkılmayacak. Kentsel Dönüşüm Yasası'nın uygulanmasında, hak sahipleriyle anlaşma yoluna gidilecek. Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine kira yardımı yapılabilecek. Riskli bulunan yapıların hak sahiplerine, bu yapıların yıktırılması için, 60 günden az olmamak üzere süre verilecek. Kentsel dönüşümde temel olarak belediyelerle hareket edilecek. Yasayla, belediyelere her türlü ödenek aktarımı, teknik ve mali destek sağlanabilecek. Mahalli idareler, bakanlık öncülüğünde, dönüşümde söz sahibi olacak.
Şurası bir gerçek ki bu yasa, başta İzmir olmak üzere, tüm Türkiye için önem taşıyor.
Yasayı yorumlarken, konuya siyasetten arındırarak bakmak önemli.
Önceki gün akşam, İzmir Milletvekili, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'ı; meslektaşlarımız sevgili Hamdi Türkmen ağabeyimiz ve sevgili Halit Tunç ile Kanal 35'te konuk ettik. Yıldırım'ın İzmir'i ilgilendiren projelerde yapılanlarla ilgili verdiği yanıtları, haberimizde okuyabilirsiniz. Yıldırım, 'kentsel dönüşümün' önemine ve bu konuya 'siyasetten arındırarak' yaklaşılmasının İzmir lehine olacağına dikkat çekerken; bu yasanın özellikle 'İzmir için çıkarıldığını' vurguluyor. Ofisimin bulunduğu yerden, İzmir Körfezi'ni uzaktan izleyen gecekondu yığınına her bakışımda, benim içim kararıyor. Bu nedenle Binali Yıldırım'ın, konuyu siyaset üstü yorumlayan, hizmet odaklı değerli yaklaşımını, çok benimsiyorum.

SİYASET KARIŞMASIN
İzmirli yerel yönetimler ve ilgili tüm kurumlar, Kentsel Dönüşüm Yasası'nı, İzmir için bir şans olarak değerlendirmeli. Kentsel dönüşüm alanlarında, siyasetten uzak bir 'hizmet koalisyonu' gelişmeli. İnanın bundan, İzmir kazançlı çıkacaktır. Ama daha yolun başında, bu işi de kısır siyasi polemiklerin kurbanı haline getirirsek, kaybeden yine İzmir olur.
Sizce de yazık olmaz mı?