Türk gemi inşa sanayisi, küresel krizden etkilenip, tersanelerin bir bölümü kapısına kilit vururken, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Körfez hattında çalıştırmak üzere, en az 400 yolcu kapasiteli 15 adet gemi satın almak için harekete geçti. Doğru yaptı. Çünkü İzmir'in ihtiyacı var. Ancak ihale sürecine itirazlar ve tartışma büyüyor. Doğaldır. Ortada İzmir'in cebinden çıkacak 300-350 milyon lira gibi önemli bir bütçeden söz ediyoruz. Bu nedenle 'uzman isimler' tartışmaya katılıyor. İzmir Gemi Mühendisleri Şubesi, itirazlarını raporlaştırdı.
Gemi İnşa Sanayicileri Birliği ise Türkiye'de bu şartnameye uyacak tersane olmadığını, ihalenin iptal edilerek, ortak aklın sağlandığı bir şartnamenin hazırlanmasını önerdi.
KİMSE SUÇLAMIYOR
Konunun uzmanı değiliz, ön yargımız yok. İzmir'in hakkını gözeten gazeteci kimliğimizle, yurttaşlık penceresinden bakıp, detayları kamuoyu ile paylaşarak görev yapıyoruz.
Önceki akşam Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Kanal 35'te yayınlanan Haftalık adlı programda, İzmirli usta gazeteciler Hamdi Türkmen ile Erdal İzgi' nin sorularını yanıtlamış.
Programdan yansıyan haberi okuduğumda, Aziz Kocaoğlu'nun bazı açıklamalarını sağduyudan uzak buldum. Kocaoğlu "Ben vatan haini miyim!" diye yakınmış.
Kimse Kocaoğlu'nu 'vatan hainliğiyle' suçlamıyor. Amaç 'ortak akıl'da buluşmak için, konunun yeniden masaya yatırılmasını sağlamak ve istenmeden eksiklik olmaması için gayret göstermek. Para bu kentin parası, yani 'kişisel alım'ı konuşmuyoruz. Bu nedenle sivil toplum örgütlerinin fikirlerini dile getirmesi görevdir.
BİLGİ EKSİKLİĞİNDEN
Gemi İnşa Sanayicileri Birliği 26 Aralık'ta yapılacak ihaleye, "Şartnameye uygun gemi yapacak tersane yok. İptal edilsin" diyor.
Birlik Başkanı Murat Kıran, "Büyükşehir Belediyesi bilgi eksikliğiyle şartname düzenledi.
Yanlıştan dönsünler" diyor.
Tekne Yat İmalatçıları Federasyon Başkan Yardımcısı ve İzmir Tekne İmalatçıları Derneği Başkanı Aslan Bilgi ise alınacak gemilerin alüminyum gövdeli olması halinde, İzmir'deki tekne imalatçıları dahil 150 civarında firmanın ihaleye girebileceğini vurgulamış. Bilgi, gemi yapımında çeşitli malzeme seçenekleri varken, yarış teknelerinde ve uçak sanayisinde kullanılan, hızı artırıcı katkı sağlayan malzemenin tercih edilmesine anlam veremediklerini ifade etmiş.
İhalenin teklif alma sürecinin başlamasından, önce memnuniyet duyduklarını vurgulayan İzmir Gemi Mühendisleri Odası Şube Başkanı Emrah Erginer, şartname açıklanınca büyük hayal kırıklığı yaşadıklarını söylüyor.
Dünyada kompozit yapısal inşasında, karbon fiber elyaf gemi inşa eden Hollandalı Damen Tersanesi'nin ise konunun şekillenmesinde fikirsel etkisi olduğu öne sürülüyor. Denizcilik Müsteşarlığı Gemi İnşa ve Tersaneler Genel Müdürü Yaşar Duran Aytaş da, belediyenin Türk tersanelerinde alt yapısı olmayan şartları içeren ihaleye çıkmasının doğru olmadığına dikkat çekiyor.
Bu alanda çok tecrübeli bir isim olan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, benzeri yaklaşımı dile getirdi.
DEMOKRASİNİN TEMEL KOŞULU
İşin uzmanları, çok sayıda teknik soru soruyor. Anlaşılmama kaygısıyla, bu soruları geçiyorum. Kısa mesafe için seçilecek gemilerde, öncelikli parametreyi 'gemi hızı' ile belirlemenin çok yanlış olduğu görüşünü dünkü yazımızda yansıtmıştık.
İşin en ilginç yanı, uzmanlara göre ihalede yedek parçalar yanı sıra, bir de 'dört adet ana makine' alınması isteği var. Bu durum yeni bir araç alırken, bir de yedek 'ana motor' almaya benziyor. Malzemenin kırılganlığı nedeniyle sorgulanan bir başka hususun, 'güvenlik' olduğunun altı çiziliyor. Şartnamedeki gemilerin alımının mevcut iskelelerde ciddi yenilenme ihtiyacı doğuracağı, ek maliyet oluşacağı iddialar arasında.
Bu teknik şartnamenin, 'tek ulusal klas kuruluşumuz Türk Loydu'nun' denetim sürecinde devre dışı bırakacağı da öne sürülüyor.
Hal böyleyken, Kocaoğlu'nun "Vatan haini miyim!" tepkisi, sahicileşemiyor. Çünkü hiç kimsenin, belediye başkanını böyle bir iddia ile suçladığı yok. Ayrıca 'kamusal alanda' kaygı duyulan konuda soru sormak, uzman kuruluşların görüş açıklayıp öneri getirmesi, yerel demokrasinin en temel koşulu.
Hamasi söylemler yerine, yeni bir değerlendirme yapmak, en sağduyulu tutum olur.