Dünkü yazımızda, Ege Bölgesi Sanayi Odası'nın Petkim'in sponsorluğunda organize ettiği, İzmir'den ve Azerbaycan'dan işadamlarını buluşturan, Bakü'deki İş Forumu izlenimlerimizi aktarmıştık. Socar-Turcas'ın Aliağa'da Petkim Yarımadası'nda gerçekleştireceği, temeli geçtiğimiz günlerde atılan 5 milyar dolarlık santral, bir anda İzmir'i Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinde, çok stratejik noktaya taşıdı. Bu yatırım tamamlandığında, 10 bin kişiye istihdam sağlayacak, 2023 yılına kadar ise yatırılan toplam tutar 10 milyar doları bulacak.
YENİ UFUKLAR
Ege Bölgesi Sanayi Odası'nın Bakü'de başarıyla gerçekleştirdiği özenli organizasyon, İzmir için yeni bir ufuk açabilecek gibi görünüyor.
67 sektörden iş insanlarının karşılıklı görüşmeler gerçekleştirdiği organizasyonun başarısında, Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar ile Petkim CEO'su Kenan Yavuz'un damgasını gördük. Ender Yorgancılar, Petkim'in yatırım adımı ile İzmir'in küresel olarak taşıyacağı stratejik önemi, çok çabuk yorumlayarak, geleceğe yönelik İzmirli işadamlarını harekete geçirecek bir açılım gerçekleştirmiş oldu.
Kenan Yavuz ise Socar-Turcas ortaklığındaki Petkim gibi çok önemli bir kurumun yönetiminde; hem yatırım cephesinde hem de diğer iş alanlarında, İzmir ile Azerbaycan arasında kurulabilecek yeni köprünün, her iki ülkeye katacağı sinerjinin çok farkında. Elbette bu başlangıç, bundan sonraki süreçte iş ilişkilerini ısrarla sürdürülebilir kılmak, petrol ve doğal gaz zengini Azerbaycan ile Türkiye arasında 'kardeşlikle' birlikte, gelişen yeni fırsatları yaratabilecek. Hem EBSO Başkanı Ender Yorgancılar'ı, hem de Petkim CEO'su Kenan Yavuz'u, bu akıllı, özenli organizasyon için kutluyorum. Bu adım, aynı dili ve kültürü paylaşıp, kardeşlik bağı taşıyan her iki ülke için; bu somut tablo ile çelişen orandaki ticaret hacminin (gaz satışı ile 2.5 milyar dolar) hızla büyümesi konusunda vesile olur.
BAKÜ ETKİLEDİ
Bakü'den şehir izlenimleri de aktaralım. 1985 yılında İzmir'in kardeş şehri olan Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Hazar Denizi batı kıyısındaki bu kentten çok etkilendim.
İtiraf edeyim, Bakü'yü bu kadar güzel bulabileceğimi sanmıyordum. Kafkaslar'ın en büyük şehri, boşuna Avrupa'da 2010 yılının en güzel sekizinci şehri seçilmemiş. Çünkü son 6-7 yılda bütün tarihi binaların restorasyonunu tamamladıkları gibi, yeni binaları da eskisiyle çok uyumlu hale getirmişler.
Son yıllarda gördüğüm en düzgün ve kimlikli kentsel dönüşüm- yenileme çalışmalarından biri Bakü'de gerçekleşmiş.
Rusya'nın şehir mirası üzerine oturan kent, görkemli caddelerde yükselen, eski ve yeni güzel binalar ile bezenmiş. Devlet desteğiyle, bütün binaların geceleri dışarıdan muhteşem aydınlatıldığı Bakü, karanlık basınca bir ışık şöleni sunuyor insana. Kendinizi çok güzel bir Avrupa şehrinde, belki 'deniz kenarında konumlanmış yeni bir Paris'te' gibi hissediyorsunuz. 'İçeri Şehir' adını verdikleri, surlar ile çevrili tarihsel bölgede çok sayıda bina restore edilerek kente kazandırılmış.
DÜNYA MİRASI
Bu nedenle geçtiğimiz yıllarda UNESCO, bu bölgeyi Dünya Mirası Listesi'ne almış. Bakü, ticaret işlevi dışında bölgesinin en önemli kültür merkezlerinden. Zaten bunu tiyatro, sinema binalarından, müzelerden ve kütüphanelerden çok iyi anlıyorsunuz.
Şehir ile bütünleşmeyi başarmış Bakü Limanı ise Hazar Denizi'nin en önemli limanı. Bakü, devlet üniversitelerinin de aralarında bulunduğu 38 yüksek eğitim kurumunun ev sahipliğini yapıyor.
Azerbaycan'ın bu romantik, dokunaklı şehri, buğulu sahici güzelliği ile beni şaşırttı. İzmir, bu kardeş şehri ile iletişimini daha fazla geliştirmeli. Her iki kentin de birbirinden öğreneceği çok şey var.