Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÖZÜN ÖZÜ ÜNAL ERSÖZLÜ (EGE)

CHP'den yansıyan

Genel seçimde her ne kadar oylarını artırması nedeniyle CHP kendisini başarılı bulsa da; parti çatısı altında büyük hayal kırıklığı yaşandığı gerçek. İlk değerlendirmemizde, CHP'deki temel sorunun, "sanal yenilenme" şemsiyesi altında, "ideolojik yenilenememe ve toplumun değişim dinamiğinin önüne geçememe" olduğunu vurgulamıştık. CHP başlıklar halinde bunu tartışıp, geleceğin değişen partisinin tohumlarını atmak için yüzleşse, Türkiye kazanacak. Ama gelişmeler, bu yönde değil. Yükselen kurultay sesleri, CHP'nin kendisini bir kez daha gözden geçirmesine, yaklaşımlarını sahici tartışarak özeleştiri yapmasına izin vermiyor.

***
Şu andaki CHP tüzüğü, olağanüstü kurultay çağrısı yapılabilmesi için, delegelerin en azından yüzde 20'sinin açık imzasını gerektiriyor. İzmir kulislerine göre, kentteki kurultay delegelerinin çoğunluğunun, bu imzayı vermeye gönüllü oldukları belirtiliyor. Yine de CHP'de siyaset güçler dengesi üzerine kurulu, her an her şey değişebilir. Ancak kurultayın bu imzalarla toplanıp, gündeme genel başkanlık seçiminin konulabilmesi için, 651 delegenin, yani delege salt çoğunluğunun imzası gerekli. Görüldüğü gibi ortada kolay gerçekleşecek bir süreç yok. Ayrıca muhalifler arasında öne çıkan Kemal Anadol gibi isimler, her ne kadar CHP siyasetinde, uzun yıllar saygın, etkin emek vermiş olsalar da CHP tabanı, "Acaba aynı isimler, listelere girip milletvekili seçilselerdi, yine aynı tepkiyi gösterirler miydi?" diye soruyor. Bu açıdan CHP'de gelişen iç karışıklık, tutarlı zemine oturmuş değil. CHP eski genel başkanı usta politikacı Deniz Baykal'ın, Antalya'da kendi evinde bir şekilde yenilgiye uğraması da çıkan seslerin bütününün, 'ahenk'ten yoksunluğunda etken.
***
Diğer yandan il teşkilatlarından rapor istenmesi, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere, Adana, Mersin, Trabzon, Eskişehir, Antalya, Balıkesir, Gaziantep, İzmir gibi illerde yapılanmalarla ilgili teşkilatlar düzeyinde yeni gelişmelerin olacağının göstergesi. Elbette bu illerden İzmir'e hem listelere kentle hiç ilgileri olmayan, temsilleri tartışmalı ithal adayları anti demokratik yaklaşımla topluca yığıp hem de sonra sadece teşkilat düzeyinde kentte suçlu aranmaya çalışılması, ne derece demokratik bir tutum, yine ayrı bir tartışma konusu.
***
CHP'nin en büyük eksikliği, gelişmeleri her zaman olduğu gibi, sadece kişiler, hizipler, gruplar üzerinden değerlendirmesi. CHP'de kimse, biz bu topluma hangi mesajı veremedik, halk ile aramıza neden uçurum koyduk, acaba ideolojik yaklaşımlarımızı, sürekli değişen dünyada, neden evrensel sosyal demokrat ilkeler ile buluşturamıyoruz, ülkeye barışı nasıl getireceğimizi, neden şeffaf bir şekilde anlatamıyoruz, gibi soruların yanıtlarını aramaya niyetli değil.
***
CHP bu sorulara vereceği yanıtlarla birlikte, temelinde özgürlük, gerçek demokrasi ve barış olan yeni bir anayasa konusunda sürükleyici, öncü bir konum üstlenebilir, ülkeyi düşünen sahici uzlaşma arayışını sürdürürse; gelecekte çok daha güçlü bir parti olacaktır.
Bu şansı var. Ama aynı mantık, somut başarısızlıkları süsleyip başarılı sunma hali, yüzleşmekten kaçınan anlayış sürerse, ne yazık ki CHP daha da gerileyecektir. Mehmet Haberal başta olmak üzere, siyaset mühendislerinin CHP'ye dizayn ettiği bazı isimlerin, özünde ne kadar CHP'li olabileceklerini de, önümüzdeki süreçte birlikte göreceğiz. CHP sağa kayan bir görüntü ile olabilecek en iyi noktaya geldi.
***
Üzülerek yazıyorum; bir zamanlar aynı konuda, yazar rahmetli sevgili Demirtaş Ceyhun'un, çok ünlü bir esprisi vardı:
"CHP kemana benzer, sol elle tutulur, sağ elle çalınır" diye.
Şurası gerçek ki; CHP gelecekte büyümek istiyorsa, kendisine evrensel sosyal demokrat görüntüde hem sol elle tutulan hem de sol elle çalınan yeni bir söylem oluşturmak zorunda.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA