Masamın üzeri hem gazetecilik mesleğinde hem de başka alanlarda; İzmir'de iş arayan, pırıl pırıl, gencecik, iyi eğitimli, üniversitelerden yeni mezun olmuş insanların 'cv'leriyle dolu.
Çok üzücü ama İzmir'de 'ekonomik pasta' sürekli küçülüyor. Doğal olarak gençler için, yeni 'iş alanları da' daralıyor. Sürekli 'iç göç' alan İzmir, bu nedenle gençlerini de 'dış göçle', başta İstanbul olmak üzere, Türkiye'nin farklı kentlerine gönderiyor.
Yani eğitimli, nitelikli iş gücü, artık İzmir'den kesinlikle kaçıyor.
Bu tablo, rakamlara da yansıyor.
* * *
Örneğin önce 2008 yılı verilerine bakalım. İzmir'deki işsizlik oranı, yüzde 11.8 ile ülke ortalamasının üzerinde seyrediyordu.
Bu tablo, şu an çok değişti mi? Tam aksine işsizlik göçle birlikte sürekli artış gösteriyor.
Özellikle İzmir'in kırsal kesiminde, geçim kaynaklarının yetersizliği ve yüksek işsizlik oranı dikkat çekiyor. Konu, sektörel olarak incelendiğinde
(İzmir Kalkınma Ajansı'nın araştırmalarında) İzmir'in GSYİH'sine en büyük katkıyı, sırasıyla yüzde 54.4 ile
'hizmetler' yüzde 37.5 ile
'sanayi' ve yüzde 8.1 ile
'tarım' sektörleri sağlıyor.
İzmir'de ücretli kadın çalışanların toplam istihdamdaki payı yüzde 21.4 düzeyinde; bu oran Türkiye ortalamasından
(yüzde 14) yüksek.
* * *
Sadece bu olumluluk dışında, artan
'iç göç tablosunun' da etkisiyle, İzmir'in işsizlik çıtası, her geçen gün daha çok zorlanıyor. Hatta Türkiye İstatistik Kurumu İzmir Bölge Müdürlüğü'nün son verilerine göre; İzmir'deki işsizlik oranı, 2008 tablosunu da hızla aşarak; 2009'da yüzde 16.2'ye kadar yükselmiş durumda.
Bir yıl içinde, İzmir'deki işsizlik oranı yüzde 4.4 oranında artış göstermiş. O
'4.4'lük artış, istatistikte binlerce insan demek. Çok ciddi bir artış oranı. Yine son gelinen noktada, İzmir bu rakamla, işsizlikte yüzde 14 olan Türkiye ortalamasını da, tam yüzde 2.2 puan aşmayı başarmış!
* * *
Türkiye'nin diğer kentleriyle karşılaştırıldığında ise İzmir işsizlik çizelgesinde 7. sırada.
İzmir; Adana (yüzde 26.5), Diyarbakır (yüzde 20.6), Hakkari (yüzde 19.7), Osmaniye (yüzde 19.4), Kırıkkale (yüzde 19.3) ve İstanbul'un (yüzde 16.8) ardından geliyor.
İşsizlik oranında, İzmir'in gerisine düşen illere baktığınızda ise yüzde 13.6 ile Ankara'yı, yüzde 5.1 ile Burdur'u, yüzde 4.6 ile Rize'yi, yüzde 4.6 ile Bayburt'u görüyorsunuz.
Elbette İzmir'de,
2009 yılında tespit edilen bu yüzde 16.2'lik işsizlik oranının, yüzde kaçı
'nitelikli işgücüne tekabül ediyor', dağılım nasıldır, bunu
'istatistiki' olarak bilmiyoruz. Ama İzmir'de iş bulamadığı için sürekli İstanbul'a göç eden, eğitimli genç insanlara, artık o kadar çok sık rastlıyoruz ki, İzmir'in dışarıya çok
'yoğun' 'nitelikli göç' verdiği kesin.
* * *
Ayrıca İzmir'e ilişkin yapılan bazı algı araştırmalarında da, bu sorun sonuçlara yansıyor. Hatırlatayım: Geçtiğimiz aylarda İzmir Kalkınma Ajansı, Türkiye İstatistik Kurumu
(TÜİK) ile işbirliği içinde, bir algı araştırması yapmıştı.
Araştırma, yaklaşık 3000 özel sektör işyeri temsilcileri ile 500 kamu kurumu, yerel yönetim, üniversite, medya, meslek örgütleri, borsalar ve sivil toplum kuruluşu paydaşlarını kapsamıştı. Bu araştırmada sorulan sorulardan biri şöyleydi:
"Sizce İzmir'in en önemli sorunu nedir?"
* * *
Araştırmaya katılanların yüzde 23.51'i İzmir'in en önemli sorununu,
'yeterli iş imkanı olmaması' diye tanımlamışlardı. Diğer yanıtlar ise yüzde 21.87 ile
'çarpık yapılaşma', yüzde 21.87 ile tesis ve altyapı yetersizliği, yüzde 11.81 ile yurtiçi ve yurtdışı tanıtım yetersizliği gibi diğer başlıklar altında toplanmıştı.
Siz ne düşünürsünüz bilmem ama İzmir'de iş arayanların tümüne; özelinde de gencecik insanlara yeniden sorsak;
'İzmir'in en önemli sorunu nedir?' diye; eminim hepsi yine aynı yanıtı vereceklerdir:
"Yeterli iş imkanı olmaması."
İzmir, bu sorun üzerine ciddi düşünmelidir.