Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÖZÜN ÖZÜ ÜNAL ERSÖZLÜ (EGE)

Hayat notları

Güzel bir bayram gününde, ellerinden geldiğince mutlu olmak ister insanlar. Bundan doğal bir şey var mı?
Mutlu olmak, her insanın hakkı.
Ama 'mutluluk' çok göreceli bir kavram.
Herkese göre değişiyor.
Her kişilikte, kendisine ayrı bir kimlik buluyor.
Nadir de olsa, farkında olan insanla bütünleşiyor mutluluk; bazen insanın gölgesi oluyor, bazen de gölgenin kendisi haline geliyor.

***

Bir zamanlar dünyaya Romalı bir köle olarak gelen, köleliğinin ilk yıllarında ise özgürlüğüne kavuşan, kendisini yetiştirip, aykırı bir filozof olan Epiktetos demiş ki:
"İnsanları mutsuz eden olaylar değil, olaylar hakkındaki görüşleridir..."
Gerçekten de böyle değil mi?
Böyle mi?
Örneğin Goethe de bir şiirinde demiş ki:

"Halk ve hizmetçi ve ermiş kişi,
Her zaman teslim ederler ki,
Yeryüzü çocuklarının en yüce mutluluğu
Sadece insanın kendi kişiliği..."

***
İnsan eğer kendini tanımaz ise nasıl mutlu olabilir ki?
Bu yüzden gerçek mutluluk, insanın kendi içinde saklı...
Arzunun, elde etmenin, kazanmanın, daha fazlasına ulaşmanın, daha fazlasını istemenin, zenginleşmenin sonu yok...
İnsanlığa fayda sağlamadıktan sonra...
Sınırsızdır sahip olma, zenginleşme arzusu...
Ama insan fani olduğunu da unutmamalı...
Herkes, bir yeryüzü misafiri...
Ünlü bir anlatıdır:
Asırlar önce, söylediği doğrular, sistemi yönetenlerin hoşuna gitmediği için, içi boş bir sürü bahaneyle yargılanıp, baldıran zehiriyle ölüme mahkum edilerek yaşamı sona erdirilen, insanlık tarihinin ilk filozoflarından Sokrates; bir pazar yerinde sergilenen mallara bakarak şunu demiş:
"Gereksinmediğim ne çok şey var."
***
Siz günümüz insanının, dev bir hipermarkette dolaşırken, sergilenen onlarca ürüne bakıp, "Gereksinmediğim ne çok şey var" diyebileceğini düşünebiliyor musunuz?
Mümkün müdür bu?
Şimdilerin kocaman tüketim dünyasında, insan sadece tüketmek için yaşayan ilkel bir çizgiye doğru mu yürüyor yoksa?
Sokrates bir de insanların kendi ruhlarıyla ilgilenmesine ilgi gösterirdi.
Yine demişti ki; "İnsanlar mallarıyla, şan ve şöhretleriyle bu kadar ilgileneceklerine, biraz da kendi ruhlarıyla ilgilenselerdi, çok daha mutlu olurlardı."
Öyle ama bu durum, kimin umrunda...
***
"Bütün çabam kimseye muhtaç olmadan yaşamak" demişti... Montaigne asırlar önce...
Her insan için, aslında ne kadar önemlidir bu...
Yani özünde hayatla ilgili bütün umudumuz kendimizde...
Bir başkasında değil. Ancak kimin gönlü, kalbi zengin ise örneğin, sadece o verebilir, umut ve sevgi dahil; bir şeyleri, diğerine... Ötekine...
Yaşam, tüm insanlar için, yoksulu ve zengini de dahil "minnet" duyulacak bir şey...
İnsan, bu minnet duygusundan uzaklaşmamalı bir de... Belki de bu yüzden Mevlana demiş ki:
"Minnet duymayı bilmeyenin
Elinden avucundan, sonunda kayar gider, uçar tüm serveti
Ama minnetkarlık her şeyin
Daha fazlasını getirir insana"

***
Elbette Mevlana'nın sözünü ettiği servet, insanın sadece mülk ya da para zenginliği değil... Çünkü öyle insanlar vardır ki hem duygu hem düşünce hem de bilgi zenginliklerinin yanına; ne parayla ne de mülk ile ulaşabilirsiniz... Belki de esas büyük zenginlik bu...
Mutluluk, yaşama sanatıyla ilgilidir biraz da...
Öyleyse "yaşama sanatı", herkesce öğrenilebilirdir herhalde...
Bir de mutluluğu, konumlanışımıza bağlamamak gerekir galiba.
Kimse bulunduğu yeri abartmamalı mı acaba? Hem abartsak ne olacak?
Bakın sıra yine Montaigne'de bu konuda:
"İstediğimiz kadar yüksek sırıklar üzerine çıkalım, yine kendi bacaklarımızla yürüyeceğiz; dünyanın en yüksek tahtına da çıksak, yine kendi kıçımızla oturacağız..."


***
Değişen bir şey yok...
Sadece gerçekte duyarlı ve kendini bilen her insana, her yeni yükseklik, taşınmak için yeni sorumluluklar getirir aslında...
Çünkü yükseğe çıkması çok zor, düşmesi de bir o kadar kolaydır aynı zamanda...
Mutluluk, tüm bunların arasında, insana, insanlığa, hayata gerçek anlamda katkı getirmek, faydalı olabilmek sanatıdır, derinlerde bir yerde...
Hepinize iyilikler, mutlu bayramlar efendim...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA